12.11.2024

Aflatoksin Nedir ve Zararları Nelerdir?

Aflatoksinler, Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus gibi bazı küf mantarları tarafından üretilen toksik maddelerdir. Bu toksinler, özellikle sıcak ve nemli ortamlarda yetişen tahıl, kuruyemiş ve baharat gibi gıdalarda bulunabilir. Aflatoksinler, insan ve hayvan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere sahiptir.

Aflatoksinlerin Sağlık Üzerindeki Etkileri

Aflatoksinler, özellikle karaciğer üzerinde toksik etki gösterir ve uzun süreli maruziyet, karaciğer kanseri riskini artırabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı direnci azaltabilir ve büyüme geriliğine neden olabilir. Yüksek dozda aflatoksine maruz kalmak, akut zehirlenmelere yol açarak karaciğer yetmezliği ve ölümle sonuçlanabilir.

Aflatoksin İçerebilecek Gıdalar

Aflatoksinler, özellikle aşağıdaki gıdalarda bulunabilir:

  • Yer fıstığı ve yer fıstığı ürünleri
  • Mısır ve mısır ürünleri
  • Badem, fındık, Antep fıstığı gibi kuruyemişler
  • Buğday, arpa, pirinç gibi tahıllar
  • Kırmızı biber, karabiber, zerdeçal gibi baharatlar

Aflatoksin Maruziyetini Azaltmak İçin Alınabilecek Önlemler

Aflatoksinlerin zararlı etkilerinden korunmak için aşağıdaki önlemler alınabilir:

  1. Gıdaların Uygun Koşullarda Saklanması: Gıdaları serin, kuru ve iyi havalandırılan ortamlarda saklayarak küf oluşumunu engelleyin.
  2. Hasat Sonrası İşlemler: Ürünleri hasat sonrası hızla kurutarak nem oranını düşürün ve küf gelişimini önleyin.
  3. Düzenli Kontroller: Gıda ürünlerini düzenli olarak küf ve aflatoksin varlığı açısından kontrol edin.
  4. İyi Tarım Uygulamaları: Tarım ürünlerinin yetiştirilmesi sırasında uygun tarım teknikleri kullanarak küf kontaminasyonunu en aza indirin.
  5. Güvenilir Kaynaklardan Alışveriş: Gıda ürünlerini güvenilir ve denetlenen kaynaklardan temin edin.

Dubai Çikolatası ve Aflatoksin Riski

Son dönemde popüler hale gelen Dubai çikolatası, içeriğinde kullanılan Antep fıstığı nedeniyle aflatoksin riski taşıyabilir. Antep fıstığı, uygun olmayan saklama koşullarında küf gelişimine ve dolayısıyla aflatoksin oluşumuna yatkındır. Bu nedenle, Dubai çikolatası tüketirken güvenilir üreticilerden temin etmeye ve ürünün tazeliğine dikkat etmek önemlidir.

Aflatoksinler, gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, hem üreticilerin hem de tüketicilerin bilinçli olması ve gerekli önlemleri alması hayati önem taşımaktadır.


Türkiye'de Kayıt Dışı Cep Telefonları 2025 Yılında IMEI Kayıt Ücreti 45.614 TL

Türkiye'de son yıllarda hızla artan kayıt dışı cep telefonu kullanımı, ciddi vergi kayıplarına yol açarak ekonomik dengeyi sarsmaktadır. Kayıt dışı telefonların yarattığı 30 milyar TL’yi aşan vergi kaybı, yasal düzenlemelerin eksik kaldığı alanlarda karşımıza çıkıyor. Bu durum hem devletin gelir kaybına hem de yerli telefon sektöründe haksız rekabete yol açıyor.

Kayıt Dışı Telefonların Artış Sebepleri

Kayıt dışı cep telefonlarının artmasında birçok faktör rol oynamaktadır:

Yüksek vergi oranları: Telefonlara uygulanan vergi oranları bazı kullanıcıları alternatif yollara yönlendirmektedir.

Kaçak girişler: Özellikle yurt dışından getirilen telefonların kaydedilmemesi, kayıt dışı sayının artmasında önemli bir etkendir.

Ekonomik koşullar: Artan enflasyon ve ekonomik zorluklar, kullanıcıların daha ucuz ancak kayıt dışı cihazları tercih etmelerine yol açmaktadır.

Devletin Alabileceği Önlemler

Bu vergi kaybını önlemek adına devletin alabileceği bazı etkili önlemler mevcuttur:

Vergi İndirimi: Telefonlara uygulanan vergi oranlarının makul seviyelere çekilmesi, kullanıcıları kayıtlı telefon almaya teşvik edebilir.

Denetimlerin Artırılması: Gümrüklerde denetimlerin sıkılaştırılması ve ülkeye giren telefonların sıkı bir şekilde kayıt altına alınması önemlidir.

Dijital Takip Sistemleri: Kayıt dışı telefonların izlenmesini kolaylaştırmak için gelişmiş dijital takip sistemleri kullanılabilir.

Kayıt Dışı Telefonların Ekonomik Etkileri

Kayıt dışı telefonlar sadece vergi kaybına değil, aynı zamanda yerli telefon üreticilerinin de zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, rekabetin sağlıklı bir şekilde sürdürülememesi ile sonuçlanmakta ve teknoloji sektöründe yerli üretimin önüne geçmektedir.

Netgsm Abonelerine Erişim Engeli: Turkcell BTK Kararını Neden Uygulamıyor?

Yazıyı hem Turkcell hemde Netgsm Operatörü kullanan son kullanıcı olarak yazıyorum. Edindiğim bilgiler Netgsm Operatörünün sosyal medya hesaplarındandır.

Türkiye’de telekomünikasyon sektöründe bir ilke tanıklık ediyoruz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından alınan 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’na rağmen, Turkcell, Netgsm abonelerine sağlamakla yükümlü olduğu baz istasyonu erişim hizmetini vermemektedir. Peki, bu durum neden yaşanıyor ve biz aboneler olarak ne tür hak ihlalleriyle karşı karşıyayız?

Netgsm: Türkiye’nin 4. GSM Operatörü

Netgsm, Türkiye’nin ilk Full MVNO (Sanal Mobil Şebeke Operatörü) olarak uygun fiyatlı iletişim hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş, BTK onaylı bir operatördür. Abonelerine kesintisiz ve uygun fiyatlı iletişim sağlama gayretiyle hizmet verirken, baz istasyonu erişimi için Turkcell ile çalışmaktadır.

BTK’nın 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararı ve Turkcell’in Uygulamadığı Yükümlülük

BTK, 25 Ekim 2024’te aldığı karar ile Turkcell’in Netgsm abonelerine baz istasyonu erişim hizmeti sağlamaya devam etmesi gerektiğini hükmetmiştir. Ancak Turkcell, bu karara uymayarak 5 Kasım 2024’ten sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonuna erişimini engellemektedir. Bu engelleme, haberleşme özgürlüğümüzü sınırlarken Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124. maddesi ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Vatandaşlar Olarak Ne Yapmalıyız?

Bu konuda biz abonelerin haklarını savunması, iletişim özgürlüğümüzü korumamız açısından oldukça önemlidir. Bu tür erişim engellerinin karşısında sesimizi duyurmak ve BTK’nın kararlarının uygulanması için gerekli mercilere şikayetlerimizi iletmek, mağduriyetimizin giderilmesine katkı sağlayacaktır.

Sonuç Olarak

Uygun fiyatlı iletişim hizmeti hakkımız, Turkcell’in tek taraflı bir engeliyle sınırlanamaz. BTK’nın düzenlemeleri ve alınan kararlar, vatandaşların bu hizmetlerden sorunsuz yararlanabilmesi içindir. Bizler de kullanıcılar olarak haklarımızın takipçisi olmalı ve yaşanan mağduriyeti gidermek adına bu durumu yetkililere bildirmeliyiz. Örnek CİMER Dilekçe si aşağıda yazılmıştır. 

Kaynaklar

https://x.com/NET_GSM/status/1855698522986684546

https://x.com/denetlecomtr/status/1856002911702036691


CİMER Dilekçe Örneği

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER)

Konu: BTK’nın 25.10.2024 Tarihli 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararının Turkcell Tarafından Uygulanmaması Nedeniyle Netgsm Abonelerinin Mağduriyeti

Sayın Yetkili,

Türkiye’nin 4. GSM operatörü olarak faaliyet gösteren Netgsm abonesi olarak, BTK’nın 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’nın Turkcell tarafından halen uygulanmaması nedeniyle ciddi bir mağduriyet yaşamaktayım. Bu durum, haberleşme özgürlüğümüzü doğrudan kısıtlamakta ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Bilindiği üzere, BTK’nın belirlediği kararlara göre Turkcell’in, sanal mobil şebeke hizmeti sunan Netgsm’e, baz istasyonu erişim hizmeti vermesi zorunludur. Ancak Turkcell, BTK’nın bu açık kararına rağmen, 5 Kasım 2024 tarihinden sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonu erişimini kısıtlamaktadır. Bu durum, Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124/1. maddesi ve BTK mevzuatına aykırı olup, vatandaşların uygun fiyatlı iletişim hizmetlerine erişimini engellemektedir.

İlgili operatörün ağır kusurlu bu eylemi nedeniyle, BTK İdari Yaptırımlar Yönetmeliği gereği idari para cezalarının uygulanması ve hukuk düzenine uymasının sağlanması, aksi takdirde yetkilendirmesinin feshi veya iptali için gerekli işlemlerin yapılması hususunda acil olarak gereğinin yapılmasını arz ederim. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi ve vatandaşlar olarak iletişim özgürlüğümüzün korunmasını talep ediyorum. 

Yapay Zeka Nedir? Tarihçesi, Gelişimi ve Geleceği

Yapay Zeka (YZ), insan zekasını taklit eden teknolojiler için kullanılan bir terimdir. YZ, veri analizi, makine öğrenimi ve algoritmalarla çalışarak insan benzeri karar verme süreçlerini taklit eder. Yapay zeka teknolojisi, farklı alanlarda büyük bir dönüşüm yaratmaktadır ve günlük yaşantımızdan iş dünyasına kadar geniş bir etki alanına sahiptir.

Yapay Zeka’nın Tarihçesi

Yapay zekanın kökleri, modern bilgisayar bilimlerinin ortaya çıkışı ile birlikte, 1950'li yıllarda atılmıştır. 1956 yılında, Dartmouth Konferansı sırasında, bilim insanları yapay zeka kavramını resmi olarak ele aldılar. Bu konferans, modern yapay zekanın doğuşunu işaret etmektedir. O yıllarda, sınırlı işlem gücü ve veri eksikliği gibi nedenlerle yapay zekanın gelişimi yavaş bir süreç izledi. Ancak 1980'lerdeki bilgisayar işlem gücünün artması ve 2000'li yıllarda internetin yaygınlaşması, veri miktarının çoğalması ile yapay zekanın gelişimi hız kazandı.

Yapay Zeka Türleri

Dar Yapay Zeka: Belirli bir görevi yerine getirebilen, sınırlı bir kapasiteye sahip yapay zekadır. Örneğin, sanal asistanlar ve öneri sistemleri.

Genel Yapay Zeka: İnsan zekası gibi geniş bir yelpazede düşünme ve öğrenme kapasitesine sahip olmayı hedefleyen yapay zeka türüdür.

Üstün Yapay Zeka: İnsan zekasını aşan, bağımsız düşünme ve karar alma yeteneğine sahip olacak bir yapay zeka öngörüsüdür.

Yapay Zeka'nın Kullanım Alanları

- **Sağlık**: Hastalık teşhisi, tedavi önerileri ve hasta bakım süreçlerinde önemli rol oynar. Örneğin, Sağlık Bakanlığı bünyesindeki bazı araştırma merkezleri, kanser teşhisinde yapay zeka destekli sistemleri kullanarak erken teşhis oranlarını artırmayı hedeflemektedir.

- **Finans**: Kredi risk analizi, yatırım stratejileri ve müşteri destek süreçlerinde kullanılır.- **E-Ticaret ve Perakende**: Online alışveriş platformları, yapay zekayı kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunmak için kullanmaktadır. Türkiye'de Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük e-ticaret siteleri, müşteri davranışlarını analiz eden algoritmalar ve yapay zeka destekli öneri sistemleriyle kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir.

- **Eğitim**: Kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sağlamak için kullanılmaktadır. Örneğin; Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından oluşturulan EBA platformu, özellikle pandemi döneminde öğrencilerin dijital eğitim ihtiyaçlarına yönelik önemli bir kaynak haline gelmiştir. Platform, öğrencilerin öğrenme hızlarına ve ilgi alanlarına göre içerik önerileri sunarak kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimi sağlamaktadır. Yapay zeka destekli analizlerle, öğrencilerin eksik olduğu konulara yönelik ek kaynaklar önerilmektedir.

- **Ulaşım**: Otonom araçlar ve trafik yönetimi sistemleriyle güvenli ve verimli ulaşım sağlar. Türkiye’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir genelindeki trafik yoğunluğunu yönetmek için yapay zeka destekli trafik kontrol merkezleri kurmuştur.

- **Tarım**: Tarım sektöründe verimliliği artırmak ve kaynak kullanımını optimize etmek amacıyla yapay zeka sistemleri kullanılmaktadır. Türkiye'de akıllı tarım uygulamaları ile bitki sağlığını izlemek, hasat zamanını belirlemek ve zararlıları erken tespit etmek için yapay zeka tabanlı görüntü işleme teknikleri kullanılmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu alanda çeşitli projeler yürüterek çiftçilerin daha verimli üretim yapmalarını sağlamaktadır.

- **E-Ticaret ve Perakende**: Online alışveriş platformları, yapay zekayı kullanıcı alışkanlıklarını analiz ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunmak için kullanmaktadır. Türkiye'de Trendyol ve Hepsiburada gibi büyük e-ticaret siteleri, müşteri davranışlarını analiz eden algoritmalar ve yapay zeka destekli öneri sistemleriyle kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir.

Yapay Zeka’nın Gelecekteki Faydaları

Yapay zeka, gelecekte toplum ve iş dünyası için çeşitli avantajlar sunmaktadır:

- **Verimlilik Artışı**: Yapay zeka, görevlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde yerine getirilmesine olanak tanır.

- **Sağlık Alanında Devrim**: Yapay zekanın teşhis süreçlerini hızlandırması, doktorlar için daha güvenilir veriler sunması beklenmektedir.

- **Eğitimde Kişiselleştirme**: Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış öğrenim imkânları sağlanabilir.

- **Yeni İş Alanları**: Yapay zeka, yeni sektörlerin oluşmasını teşvik ederek ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir.

Yapay Zeka’nın Olası Riskleri

Yapay zekanın geleceği, aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getirmektedir:

- **Gizlilik İhlalleri**: Kişisel verilerin yapay zeka tarafından toplanması, bireylerin gizliliği konusunda riskler yaratabilir.

- **İşsizlik Tehlikesi**: Özellikle belirli sektörlerde otomasyonun artmasıyla birlikte iş gücü kaybı yaşanabilir.

- **Etik ve Güvenlik Sorunları**: Yapay zekanın etik sınırlarının belirlenmesi ve güvenli kullanımı konusunda tartışmalar devam etmektedir.

- **Kontrol Sorunu**: Üstün yapay zeka geliştirilmesi halinde, kontrol mekanizmalarının yetersiz kalma riski bulunmaktadır.

Sonuç

Yapay zeka, geleceğin teknolojisi olarak toplumların gelişimini desteklemekte ve birçok sektörde devrim yaratmaktadır. Ancak, gelişiminin kontrollü ve etik bir çerçevede sürdürülmesi, potansiyel tehlikelerden korunmak adına son derece önemlidir. Yapay zeka, toplumlar için büyük fırsatlar sunduğu gibi, aynı zamanda beraberinde sorumluluklar ve zorluklar da getirmektedir.

#Yapay Zeka, #Yapay Zeka Tarihçesi, #YZ Faydaları, #YZ Riskleri, #Yapay Zeka Geleceği, #Teknoloji, #Etik ve #Yapay Zeka


8.11.2024

Siber Güvenlik: İnternet Kullanıcılarının Alması Gereken Temel Tedbirler

Dijital çağda internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu dijital dünyada güvenliğimizi korumak her geçen gün daha zorlaşıyor. İnternette gezinirken bilinçli adımlar atmak, kişisel bilgilerinizi korumak ve siber saldırılardan kaçınmak için oldukça önemlidir. İşte her internet kullanıcısının siber güvenlik alanında alması gereken temel tedbirler:

1. Güçlü Şifreler Kullanın

  • Güçlü bir şifre, siber güvenliğin temelidir. Şifrelerinizi oluştururken:
  • Harf, rakam ve özel karakterler kullanarak karmaşık şifreler oluşturun.
  • Şifrelerinizin en az 10 karakter uzunluğunda olmasına özen gösterin.
  • Aynı şifreyi birden fazla hesapta kullanmayın.
  • Şifre yöneticileri kullanarak güçlü şifrelerinizi güvenle saklayabilirsiniz.

2. İki Faktörlü Kimlik Doğrulamayı Etkinleştirin

İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), hesabınıza erişimi daha güvenli hale getirir. Bu yöntem, oturum açarken bir şifreye ek olarak bir doğrulama kodu gerektirir. E-posta, sosyal medya ve bankacılık gibi önemli hesaplarınızda 2FA’yı etkinleştirin. Bu ek güvenlik adımı, bir şifrenin çalınması durumunda bile hesaplarınıza erişilmesini zorlaştıracaktır.

3. Güvenilir Olmayan Bağlantılara Tıklamaktan Kaçının

Siber saldırganlar, sahte bağlantılarla kullanıcıları oltaya düşürmeye çalışır. E-postalar, sosyal medya mesajları veya SMS yoluyla gelen ve tanımadığınız kaynaklardan gelen bağlantılara tıklamaktan kaçının. Phishing (oltalama) adı verilen bu saldırılarla, saldırganlar kişisel bilgilerinizi ele geçirebilir. Mesajın kaynağından emin değilseniz, bağlantıya tıklamadan önce doğrulama yapın.

4. Güncellemeleri İhmal Etmeyin

Cihazlarınızdaki yazılımları güncel tutmak, siber güvenlik için hayati önem taşır. Yazılım güncellemeleri, güvenlik açıklarını kapatmak ve cihazınızın performansını artırmak için yapılır. Özellikle işletim sistemi, tarayıcı ve antivirüs yazılımlarınızı düzenli olarak güncelleyin.

5. Güvenilir Antivirüs ve Güvenlik Yazılımları Kullanın

Antivirüs programları ve güvenlik yazılımları, bilgisayarınızı kötü amaçlı yazılımlardan korur. Güvenilir bir antivirüs programı edinerek düzenli taramalar yapın. Bu yazılımlar, şüpheli dosyaları algılayarak bilgisayarınıza zarar vermesini engelleyebilir.

6. Açık Wi-Fi Ağlarında Dikkatli Olun

Herkese açık Wi-Fi ağları, siber saldırganların en çok kullandığı yöntemlerden biridir. Açık Wi-Fi ağlarında oturum açarken kişisel bilgilerinizi paylaşmaktan kaçının ve bankacılık gibi hassas işlemler yapmayın. Mümkünse, bir VPN (sanal özel ağ) kullanarak bağlantınızı güvence altına alın.

7. Verilerinizi Yedekleyin

Dijital dünyada veri kayıpları ve saldırılar karşısında hazırlıklı olmak çok önemlidir. Önemli dosyalarınızı düzenli olarak harici bir diske veya bulut ortamına yedekleyin. Bu sayede, veri kaybı yaşadığınız durumlarda dosyalarınıza kolayca erişebilirsiniz.

8. Sosyal Medya Paylaşımlarınıza Dikkat Edin

Sosyal medyada fazla bilgi paylaşmak, kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelmenize neden olabilir. Konum bilgisi, özel hayatla ilgili ayrıntılar gibi kişisel bilgileri herkese açık profillerde paylaşmaktan kaçının. Ayrıca, gizlilik ayarlarınızı gözden geçirerek sadece güvenilir kişilerle bağlantı kurmaya özen gösterin.

9. E-posta Eklerine Dikkat Edin

Tanımadığınız kişilerden gelen e-posta eklerini açarken dikkatli olun. Siber saldırganlar, zararlı yazılımları e-posta yoluyla gönderebilir. Ekleri açmadan önce gönderenin kimliğini doğrulayın ve şüpheli bir e-posta varsa e-posta sağlayıcınıza bildirerek açmayın.

10. Kişisel Bilgilerinizi Korumayı İhmal Etmeyin

İnternette kişisel bilgilerinizi koruma konusunda hassas olun. Kimlik numarası, banka bilgileri gibi bilgilerinizi yalnızca güvenilir sitelerde ve güvenli bağlantılarda paylaşın. Bir web sitesinin güvenli olup olmadığını kontrol etmek için tarayıcı adres çubuğundaki kilit simgesine dikkat edin.

11. VPN Kullanımı ve Potansiyel Riskleri

Bazı internet kısıtlamalarını aşmak için VPN (Sanal Özel Ağ) kullanımı yaygın olsa da, VPN kullanmanın da bazı riskleri vardır. Özellikle yasaklı veya kısıtlı içeriklere erişim için VPN kullanımı, ülkedeki yasalara aykırı olabilir ve cezai yaptırımlara yol açabilir. Ayrıca, güvenilir olmayan VPN hizmetleri, verilerinizi üçüncü taraflarla paylaşarak gizliliğinizi riske atabilir. Bu nedenle, VPN kullanmadan önce hem güvenilir bir hizmet seçmeye hem de ülkenizdeki yasal düzenlemelere uygun hareket etmeye özen gösterin. Güvenlik ve gizlilik açısından, her zaman güvenilir, ücretli ve tanınmış VPN hizmetlerini tercih etmek en doğrusudur.


Prompt Mühendisliği Nedir?

Günümüzde yapay zeka teknolojilerinin hızlı yükselişiyle birlikte “Prompt Mühendisliği” terimi giderek daha çok duyulmaya başlandı. 

Peki, bu terim ne anlama geliyor? Kısaca ifade etmek gerekirse, prompt mühendisliği, yapay zekaya belirli bir görevi en iyi şekilde yerine getirebilmesi için verilen talimatların hazırlanması sürecidir. Bu talimatlar, yapay zekanın ne tür bir çıktıyı nasıl üretmesi gerektiğini belirleyen bir dizi ipucundan oluşur.

Yapay zekayı etkin bir şekilde kullanmak isteyen herkes, iyi bir prompt yani talimat hazırlama becerisine sahip olmalıdır. Zira, yapay zekanın a verdiği yanıtların kalitesi, verilen talimatların açıklığı, doğruluğu ve netliği ile doğrudan ilişkilidir.

Prompt Mühendisliğinin Temel İlkeleri

Prompt mühendisliği sürecinde dikkate alınması gereken bazı temel ilkeler bulunmaktadır. Aşağıdaki maddeler, etkili bir prompt hazırlamanız için yol gösterici olacaktır:

  • Net ve Açık Olun: Talimatların açık, anlaşılır ve net olması önemlidir. Karmaşık cümlelerden kaçının, doğrudan ve sade bir dil kullanın.
  • Spesifik İsteklerde Bulunun: Yapay zekanın ne yapmasını istediğinizi net bir şekilde ifade edin. Genel istekler yerine, belirli detaylar verin.
  • Örnek Kullanın: Beklediğiniz yanıt formatına dair örnekler sunarak yapay zekanın yönünü belirleyin.
  • Deneme ve Yanılma: İdeal promptu bulmak için farklı talimatlar deneyin. Aynı görevi farklı promptlarla test etmek daha iyi sonuçlar almanızı sağlar.

Prompt Mühendisliğinin Önemi

Prompt mühendisliği, yapay zekanın günlük hayattaki kullanım alanlarının artmasıyla daha da önemli hale gelmektedir. 

Doğru hazırlanmış bir prompt, zamandan tasarruf sağlar, daha doğru sonuçlar üretir ve yapay zekadan en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar. 

Özellikle iş dünyasında ve içerik üretiminde prompt mühendisliği, hızlı ve etkili çözümler sunarak süreçleri hızlandırır.

Sonuç olarak, prompt mühendisliği, yapay zeka uygulamalarını daha verimli kullanmak için gerekli bir yetenektir. İyi bir prompt hazırlayarak yapay zekanın gücünden en üst düzeyde faydalanabilirsiniz.



Eski Tip Sürücü Belgesi Yenileme Süresi Sona Eriyor: 2024'te Yenileme Süreci Hakkında Bilmeniz Gerekenler

2024 yılı, Türkiye’de eski tip sürücü belgelerine sahip sürücüler için yenileme sürecinin sonuna gelindiği yıl olacak. Eğer hala eski tip bir ehliyetiniz varsa, geçerli bir sürücü belgesine sahip olmaya devam edebilmeniz için bu yıl içinde yeni tip sürücü belgesiyle değiştirmeniz gerekiyor. İşte süreçle ilgili bilmeniz gereken tüm detaylar:

1. Eski Tip Sürücü Belgeleri Neden Yenileniyor?

Eski tip sürücü belgeleri, hem ulusal hem de uluslararası kullanımda güvenlik açığı oluşturabiliyor. Ayrıca, dijitalleşen dünya ve modern güvenlik gereksinimleri doğrultusunda, yeni sürücü belgeleri sahteciliğe karşı daha dayanıklı ve uluslararası geçerliliğe sahiptir. Türkiye, 2024 sonuna kadar eski sürücü belgelerinin tamamının yenilenmesini zorunlu hale getirerek vatandaşların daha güvenli bir belgeye sahip olmasını amaçlamaktadır.

2. Ehliyet Yenileme İçin Gereken Belgeler

  • Yeni tip sürücü belgesine geçiş yapmak için şu belgeleri hazırlamanız gerekiyor:
  • Kimlik Belgesi: Nüfus cüzdanı, pasaport veya yeni çipli kimlik kartınız.
  • Eski Sürücü Belgesi: Mevcut ehliyetiniz yenileme başvurusunda sunulmalıdır.
  • Sağlık Raporu: Ehliyet yenileme işlemi için sürücü sağlık durumu değerlendirilir. Öncelikli olarak E-Devlet üzerinden “Kişisel Sağlık Bilgi Formu” nu eksiksiz doldurunuz. Sonra raporu özel veya devlet hastanelerinden veya aile hekimlerinden alabilirsiniz. Eğer gözlük kullanıyor ve ehliyetiniz gözlüksüz ise doktorun yanına giderken gözlüğünüzü ya çıkartın yada gözlüklü ehliyet alacağınızı unutmayın.
  • Biyometrik Fotoğraf: Yenileme başvurusu için 1 adet biyometrik fotoğraf gereklidir.
  • Ücret Makbuzu: Yenileme harcının yatırıldığını gösteren ödeme makbuzu (anlaşmalı bankalar üzerinden ödeme yapılabilir).

3. Başvuru Adımları

15 Kasımdan sonra ehliyet yenileme işlemini hem e-Devlet platformu üzerinden başlatabilir. Yazının yayınlandığı tarih itibariyle doğrudan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvurabilirsiniz. İşte başvuru adımları:

e-Devlet Üzerinden: e-Devlet hesabınıza giriş yaparak “Sürücü Belgesi Yenileme Başvurusu” kısmına gidin ve başvuru formunu doldurun.

Randevu Alın: Belgelerinizi hazırladıktan sonra size en yakın Nüfus Müdürlüğü’nden randevu alın.

Başvurunuzu Tamamlayın: Randevu günü belgelerinizi sunarak başvurunuzu tamamlayın.

4. Geçiş Süresi Sona Eriyor: Cezai Durumlar

2024 yılı sonu itibarıyla eski tip sürücü belgelerinin geçerliliği sona erecek. Bu tarihten sonra, eski tip sürücü belgesi ile trafiğe çıkan sürücüler cezai işlemle karşılaşabilirler. Sadece Türkiye içinde değil, yurtdışında da geçerli olacak yeni tip sürücü belgesine sahip olmanız, uluslararası seyahatlerde de kolaylık sağlar.

5. Yenileme Ücretleri ve Teslim Süreci

Yenileme işlemi için belirli bir harç ücreti bulunmaktadır. Eski tip ehliyete sahipseniz ve ehliyetinizi yenilemek istiyorsanız ehliyet yenileme harcı ödemesi olarak toplam 15 TL yatırmanız gerekir. Ehliyet değiştirme fiyatı olarak ifade edilen bu ücret, 13 TL değerindeki kâğıt bedeli ve 2 TL değerindeki vakıf hizmet bedelini kapsar. Ödeme işlemi bankalar üzerinden yapılabilir. Başvuru tamamlandıktan sonra, yeni tip ehliyetiniz ortalama 15 gün içinde adresinize teslim edilecektir. Başvurunuzu e-Devlet üzerinden takip ederek sürecin hangi aşamada olduğunu görebilirsiniz.

6. Geç Kalmayın: Yenileme Sırasında Yoğunluk Yaşanabilir

Süre sona ermeden ehliyetinizi yenilemeniz önemlidir. 2024 sonuna yaklaşırken, yoğunluk nedeniyle randevu almak zorlaşabilir. Yoğunluğa kalmamak için işlemlerinizi erkenden tamamlamak, süreci daha rahat bir şekilde geçirmenizi sağlar.

Sonuç

Eski tip sürücü belgelerinin yenilenmesi, hem sürücülerin güvenliği hem de uluslararası geçerlilik açısından büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin 2024 itibarıyla tamamlamayı hedeflediği bu geçiş sürecinde, vatandaşların cezai işlemle karşılaşmamaları adına, yeni tip sürücü belgesine geçmeleri gerekmektedir. Eğer henüz yenileme işleminizi yapmadıysanız, belgelerinizi tamamlayarak en kısa sürede başvurunuzu yapabilirsiniz.

7.11.2024

2025'te Yurt Dışına Çıkışta Dijital Dönem: Harç Ödemelerinde Fiziki Pul Dönemi Sona Eriyor

2025 itibarıyla, yurt dışına çıkış yaparken kullanılan fiziki harç pulları tarihe karışıyor. Yeni düzenlemeye göre, yurt dışına çıkış harcı ödemeleri yalnızca dijital ortamda yapılabilecek. Bu değişim, çevre dostu bir yaklaşımı benimseyerek kağıt tasarrufuna katkı sağlamayı amaçlıyor. 2024 yılı sonuna kadar 500 TL karşılığında alınan harç pulları ise 10 Ocak 2025 tarihine kadar geçerliliğini sürdürecek.

Yeni düzenlemeyle yurt dışına çıkış harcı, eskiden olduğu gibi havalimanı veya limanlardaki harç pulu satış noktalarından alınmayacak. Harç ödemeleri artık vergi daireleri, mal müdürlükleri, defterdarlık muhasebe müdürlükleri, gümrük saymanlıkları, yetkili bankalar ve PTT veznelerinden dijital olarak yapılabilecek. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından sunulan Dijital Vergi Dairesi ve GİB mobil uygulamaları, yurt dışına çıkış harcı ödemelerini kolaylaştırmak için kullanıcıların hizmetine sunulacak. Ayrıca, yetkili bankaların internet bankacılığı ve mobil uygulamaları üzerinden de bu ödemeler gerçekleştirilebilecek.

Bu elektronik ödeme sistemi, yapılan harç ödemelerinin sistem üzerinden kolayca kontrol edilmesine olanak tanıyor. Harç ödendiğinde, ödeme bilgileri otomatik olarak sistemde işlenecek ve çıkış yapan yolcular, herhangi bir fiziki pulu yanlarında taşımak zorunda kalmayacak. Bu düzenleme, hem kağıt kullanımını azaltarak çevreye katkı sağlıyor hem de işlemleri daha hızlı ve kolay hale getiriyor.

Kaynak: https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat

31.10.2024

Gelir İdaresi Başkanlığı ÖKC Harici Donanım ve Yazılım Haberleşme Protokolü GMP-3 nedir?

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ÖKC-Harici Donanım ve Yazılım Haberleşme Protokolü, GMP-3 (GİB Mali Protokol - 3), Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar (ÖKC) ile GİB arasında yapılan veri iletişiminin standartlarını belirleyen bir protokoldür. 

Bu protokol, ÖKC cihazlarının harici donanımlar ve yazılımlarla uyumlu ve güvenli bir şekilde haberleşmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. 

GMP-3, özellikle mali verilerin güvenilir şekilde aktarılması ve saklanması için geliştirilmiş bir protokoldür ve ÖKC kullanıcıları ile GİB arasındaki veri akışını düzenler.

GMP-3 Protokolünün Temel Özellikleri ve İşlevleri

Mali Bilgi Aktarımı ve Güvenliği

GMP-3, ÖKC cihazlarından elde edilen mali bilgilerin, GİB sunucularına güvenli bir şekilde aktarılması için şifreleme ve kimlik doğrulama gibi güvenlik standartlarını içerir. Bu sayede verilerin bütünlüğü ve gizliliği korunur.

Standart Veri Yapısı (JSON ve XML Formatları)

Protokol, veri alışverişinde standart veri yapılarını kullanır. JSON ve XML gibi yapılandırılmış veri formatları, cihazlar ve GİB arasında veri aktarımının sorunsuz olmasını sağlar.

Gerçek Zamanlı Veri Gönderimi

GMP-3, verilerin gerçek zamanlı veya belirli periyotlarla GİB sunucularına aktarılmasını zorunlu kılar. Bu özellik, yapılan her işlemin anlık olarak iletilmesini sağlar ve mali kayıtların güncel tutulmasına yardımcı olur.

Online ve Offline Veri Depolama Desteği

Protokol, internet bağlantısının kesildiği durumlarda işlemlerin yerel olarak ÖKC cihazında kaydedilmesine ve bağlantı sağlandığında GİB’e toplu olarak iletilmesine olanak tanır. Bu sayede, bağlantı sorunları nedeniyle verilerin kaybolması engellenmiş olur.

Geriye Dönük Kayıt ve Raporlama

GMP-3, ÖKC cihazlarının geçmişe dönük mali verileri saklayarak GİB tarafından gerektiğinde denetim ve raporlama yapılmasını kolaylaştırır. Bu veriler, ilgili cihazda belirli bir süre boyunca saklanır ve GİB erişimine açık hale getirilir.

Harici Donanım ve Yazılım Entegrasyonu

Protokol, ÖKC cihazlarının yazıcı, barkod okuyucu gibi harici cihazlarla uyumlu çalışabilmesini sağlar. Ayrıca, muhasebe ve stok yönetimi gibi harici yazılımlarla veri paylaşımı yapılmasını destekler.

Gelir İdaresi Başkanlığı ile Uyumlu Çalışma

GMP-3 protokolü, ÖKC cihazlarının GİB sistemlerine tam uyumlu olarak çalışmasını sağlar. GİB ile yapılan tüm mali veri paylaşımlarında bu protokol kullanılır ve vergi denetimi süreçlerini kolaylaştırır.

GMP-3 Protokolünün Faydaları

Güvenli Veri İletimi: Mali verilerin güvenilir bir şekilde GİB’e aktarılmasını sağlayarak vergi güvenliğini arttırır.

Kolay Denetim ve Raporlama: GİB’e aktarılan anlık veriler sayesinde denetim süreçleri hızlanır.

Veri Kaybını Önleme: Bağlantı sorunlarında verilerin cihazda saklanmasını sağlayarak bilgi kaybını engeller.

Esneklik: Harici donanımlar ve yazılımlarla uyumluluğu artırarak işletmelerin mevcut sistemleri ile entegrasyonu kolaylaştırır.

GMP-3 protokolü, Yeni Nesil ÖKC cihazlarının hem güvenli hem de vergi uyumlu olmasını sağlar. 

GMP-3 Protokolü Hakkında Sık Sorulan Sorular

Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar (ÖKC) kullanan işletmeler için geliştirilen GMP-3 Protokolü, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile güvenli veri iletişimini sağlıyor. Peki, bu protokol hakkında işletmelerin en çok merak ettiği konular neler? İşte GMP-3 Protokolü hakkında sıkça sorulan sorular ve yanıtları!

1. GMP-3 Protokolü Nedir?

GMP-3 (GİB Mali Protokol - 3), ÖKC cihazları ile Gelir İdaresi Başkanlığı arasında gerçekleşen mali veri alışverişini güvenli ve düzenli hale getiren bir protokoldür. İşlem ve satış bilgilerini anlık veya periyodik olarak GİB’e aktaran bu protokol, vergi uyumunu ve şeffaflığı destekler.

2. Kimler GMP-3 Protokolü Kullanmak Zorunda?

Türkiye’de ÖKC cihazı kullanan tüm işletmeler GMP-3 protokolünü kullanmak zorundadır. Bu protokol, işletmelerin vergi yükümlülüklerini yerine getirmesi ve GİB ile uyumlu çalışmasını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir.

3. GMP-3 Protokolü Üzerinden Hangi Veriler Paylaşılıyor?

ÖKC cihazlarında yapılan tüm satış işlemleri, fiş kesme bilgileri ve işlem detayları GMP-3 aracılığıyla GİB sistemine iletilir. Böylece işletmelerin mali bilgileri anlık olarak denetim için kullanılabilir.

4. GMP-3 Protokolü Hangi Veri Formatlarını Kullanıyor?

Veri alışverişi için JSON ve XML formatları kullanılır. Bu formatlar, verilerin uyumlu ve yapılandırılmış bir şekilde aktarılmasını sağlar, böylece her iki sistemin verileri hızlıca işlemesi mümkün olur.

5. GMP-3 Protokolünde Veri Güvenliği Nasıl Sağlanıyor?

Protokolde, veri iletiminde şifreleme ve kimlik doğrulama gibi güvenlik önlemleri alınır. SSL/TLS gibi güvenlik standartları kullanılarak veriler güvenli bir ortamda iletilir, bu da veri güvenliğini garanti eder.

6. İnternet Olmadığında GMP-3 Protokolü Nasıl Çalışır?

Eğer internet bağlantısı yoksa, ÖKC cihazları işlemleri hafızasında saklar ve bağlantı sağlandığında bekleyen verileri GİB’e toplu olarak iletir. Bu özellik, internet kesintilerinde bile verilerin kaybolmamasını sağlar.

7. GMP-3 Protokolünün İşletmelere Faydaları Neler?

  • Güvenli Veri Aktarımı: Tüm mali işlemler şifreli olarak güvenle iletilir.
  • Vergi Uyumu: İşletmelerin vergi mevzuatına uygun çalışmasını sağlar.
  • Denetim Kolaylığı: GİB anlık verilere erişebildiği için denetimler daha hızlı yapılır.
  • Esneklik: Harici cihaz ve yazılımlar ile kolayca entegre edilebilir.

8. GMP-3 Protokolü Güncellemeleri Nasıl Yapılır?

GİB tarafından belirlenen güncellemeler, ÖKC cihaz üreticileri tarafından düzenli olarak sağlanır ve cihazlara yüklenir. Bu güncellemeler, güvenlik açıklarını kapatmak ve uyumluluğu sağlamak için oldukça önemlidir.

9. GMP-3 Protokolü Kullanmanın Ek Maliyeti Var mı?

Evet, cihazların protokolle uyumlu hale getirilmesi ve güncellenmesi maliyet getirebilir. Ancak, bu yatırımların vergi uyumu ve denetim süreçlerinin hızlanması açısından fayda sağladığını unutmamak gerekir.

10. GMP-3 Protokolü ile Diğer Cihazlar Bağlanabilir mi?

GMP-3, barkod okuyucu, yazıcı gibi harici cihazlar ile uyum sağlar. Bu da işletmelere esneklik sunarak mevcut donanımlarıyla verimli çalışmayı mümkün kılar.

Sonuç olarak, 

GMP-3 Protokolü, işletmelere hem güvenli bir veri aktarım süreci sunar hem de vergi uyumunu kolaylaştırır. Bu protokol hakkında daha fazla bilgi almak, özellikle vergi düzenlemelerine uyum açısından önemli bir adım olabilir.

POS Cihazı Kullanımında Güncel Düzenlemeler


Toptan ve Perakende Satış İçin Bilmeniz Gerekenler

POS cihazları, ticari işlemlerde ödemeleri kolaylaştıran önemli bir araçtır. Ancak son düzenlemelerle birlikte, POS cihazlarının kullanımı konusunda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu yazıda, toptan ve perakende satış yapanların yanı sıra serbest meslek sahiplerinin bu değişikliklerden nasıl etkilendiğine dair bilgiler sunacağım.

Toptan Satış Yapanlar İçin Durum

Toptan satış yapan işletmeler, fatura düzenlemeleri halinde, mevcut seyyar EFT/POS cihazlarını kullanmaya devam edebilirler. Bu durumda herhangi bir sınırlama ya da zorunluluk bulunmamaktadır. Yani, toptancıların EFT/POS cihazları ile ilgili ekstra bir düzenleme yapmalarına gerek yoktur.

Perakende Satış Yapanlar İçin Yeni Düzenleme

Perakende satış yapan işletmeler için ise süreç artık farklı bir yöne evrilmiş durumda. Perakende sektöründeki satıcılar, mevcut seyyar EFT/POS cihazlarını iade etmeli ve yerine EFT/POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC (Ödeme Kaydedici Cihaz) kullanmaya başlamalıdır. Bu değişiklik, işletmelerin ödeme işlemlerini daha güvenli ve izlenebilir hale getirmeyi hedefliyor.

Serbest Meslek Sahipleri İçin Özel Durum

Serbest meslek sahipleri için ÖKC (Ödeme Kaydedici Cihaz) kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, serbest meslek makbuzu düzenlenmesi durumunda tahsilat için seyyar EFT/POS cihazı kullanılabilir. Bu konuda serbest meslek sahiplerinin endişe etmesi gereken bir engel veya zorunluluk söz konusu değildir.

Bu düzenlemeler doğrultusunda işletmelerin POS cihazı kullanımını güncellemeleri gerekmektedir. Özellikle perakende satış yapanların yeni düzenlemeye dikkat etmeleri önemlidir, aksi takdirde yaptırımlarla karşılaşma riski olabilir. Toptan satış yapanlar ve serbest meslek sahipleri ise mevcut düzenlemeler dahilinde işlemlerini sürdürebilirler.

Kaynaklar:

https://ynokc.gib.gov.tr/Home/SSS#

https://ynokc.gib.gov.tr/Home/Mevzuat?topic=YEN%C4%B0%20NES%C4%B0L%20%C3%96DEME%20KAYDED%C4%B0C%C4%B0%20C%C4%B0HAZ%20(YN%20%C3%96KC)%20MEVZUATI

https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=9&MevzuatNo=38439&MevzuatTertip=5

https://www.ozdogrular.com.tr/v1/tr/component/k2/item/13697-eft-pos-uyumlu-yeni-nesil-%C3%B6deme-kaydedici-cihaz-%C3%B6kc-kullanma-mecburiyeti

https://www.ozdogrular.com/v1/content/view/54700/178/


24.10.2024

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Nedir? Gider olarak muhasebeleştirme konusu nasıl olacak?

Günümüzde, işletmelerin yakıt giderlerini kontrol altına almak ve ticari faaliyetlerini daha şeffaf bir şekilde yürütmek için çeşitli teknolojiler kullanılmaktadır. Bu teknolojilerden biri de Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS)'dir. UTTS, ticari araçların yakıt alımlarını düzenlemek ve kayıt altına almak için geliştirilen bir sistemdir. Peki, UTTS nedir, nasıl çalışır ve işletmelere ne gibi avantajlar sağlar? Gelin, bu soruların yanıtlarını birlikte keşfedelim.

UTTS Nedir ve Amacı Nedir?

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi, Türkiye'de ticari araçların yakıt alımlarının dijital ortamda izlenmesini sağlayan bir sistemdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ve zorunlu hale getirilen UTTS, akaryakıt istasyonlarındaki yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarla (YN Pompa ÖKC) entegre çalışarak, ticari araçların yakıt tüketimini kayıt altına alır. Bu sistemin temel amacı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek, vergi güvenliğini artırmak ve yakıt alım süreçlerinin şeffaflığını sağlamak olarak özetlenebilir.

UTTS Nasıl Çalışır?

UTTS, Taşıt Tanıma Birimi (TTB) ve Taşıt Tanıma Okuyucu Cihazı (TTO) gibi unsurlarla çalışır. Ticari araçların yakıt depo girişine monte edilen TTB, araç plaka bilgilerini ve yakıt alım bilgilerini hafızasında tutar. TTO ise, bu bilgileri akaryakıt istasyonundaki YN Pompa ÖKC'ye ileterek, yakıt alım sürecini otomatik olarak kayıt altına alır. Böylece, yakıt alım işlemleri sırasında aracın plaka bilgisi ve tüketilen yakıt miktarı doğrudan sisteme aktarılır ve belgelenir.

UTTS'nin Avantajları Nelerdir?

UTTS, hem devlet kurumları hem de ticari işletmeler için çeşitli avantajlar sunar:

  • Vergi Avantajı: Ticari araçların yakıt giderlerinin vergi indirimlerinden yararlanarak muhasebeleştirilebilmesi için UTTS kullanımı zorunludur. Bu sayede, işletmeler yakıt giderlerini resmi olarak belgeleyerek vergi avantajlarından faydalanabilir.
  • Yakıt Tüketim Kontrolü: UTTS, araçların yakıt tüketimlerinin izlenmesini kolaylaştırır. Özellikle büyük filoya sahip işletmeler, yakıt giderlerini daha verimli bir şekilde kontrol altına alabilir.
  • Şeffaflık ve Denetim: UTTS sayesinde yakıt alım süreçleri dijital ortamda kayıt altına alınır. Bu durum, olası vergi denetimlerinde belgelerin güvenilirliğini artırır ve işletmelerin şeffaf bir şekilde faaliyet göstermesine katkı sağlar.

UTTS Zorunluluğu Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Tebliğe göre, 31 Aralık 2024 tarihine kadar ticari araçların UTTS'ye dahil olmaları ve araçlarına TTB takmaları gerekmektedir. 1 Temmuz 2025 itibarıyla ise, yeni kaydedilen araçların UTTS'ye dahil olması şartı bulunmaktadır. UTTS kapsamında düzenlenmeyen yakıt alım belgeleri, Vergi Usul Kanunu’na göre geçersiz sayılmakta ve bu durumda işletmelerin yakıt giderlerini muhasebeleştirmeleri mümkün olmamaktadır.

UTTS'nin İşletmelere Sağladığı Kolaylıklar

UTTS, ticari işletmelerin yakıt giderlerini daha etkin bir şekilde yönetmesine yardımcı olur. Özellikle büyük filo yöneten şirketler için yakıt alımlarının düzenli bir şekilde izlenmesi ve analiz edilmesi, maliyet tasarrufu sağlar. Ayrıca, UTTS'nin sağladığı dijital kayıtlar sayesinde, yakıt tüketimiyle ilgili veriler hızlıca raporlanabilir ve analiz edilebilir.

Sonuç: İşletmeler İçin UTTS'nin Önemi

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), ticari araçların yakıt alımlarını kayıt altına alarak vergi süreçlerinin daha düzenli ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlayan önemli bir sistemdir. Ticari faaliyetlerini düzenli bir şekilde sürdürmek isteyen işletmeler için UTTS'ye geçiş yapmak ve sistemin sunduğu avantajlardan yararlanmak büyük önem taşır.

Yakıt tüketimini daha iyi kontrol etmek ve resmi yükümlülüklere uyum sağlamak için UTTS, işletmelere güvenilir bir çözüm sunar.

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Tebliğine göre, "Mevcutta bulunan Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) ile aynı şey değildir. Ticari olan araçlarla alınan yakıtların muhasebeye gider olarak yazılabilmesi için UTTS sisteminin takılması zorunludur." ifadesinin doğruluğunu ve dayanağını değerlendirmek için ilgili tebliğin bazı maddelerine dikkat edilmesi gerekir:

Vergi Usul Değerlendirmesi:

UTTS'nin Zorunluluğu:

Tebliğin Madde 4(1)'ine göre, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257. maddesi çerçevesinde, akaryakıt istasyonlarında UTTS'nin kurulması zorunlu hale getirilmiştir. Bu kapsamda, akaryakıt alım süreçlerinin UTTS aracılığıyla kayıt altına alınması gerekmektedir.

TTB ve TTO Zorunluluğu:

Madde 6(1), kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan ticari taşıtlara UTTS kapsamında Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu zorunluluk, yakıt alım süreçlerinin UTTS sistemi aracılığıyla izlenmesini sağlar.

Belge Düzeni ve Vergi Usul Kanunu:

Madde 8(3), UTTS kapsamında düzenlenmeyen belgelerin, Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesine göre vergi kanunları bakımından geçersiz sayılacağını belirtir. Bu da, UTTS sistemi kullanılmadan yapılan yakıt alımlarının resmi olarak gider kaydedilemeyeceği anlamına gelir.

Sonuç:

Bu maddelere dayanarak, ticari araçlar için yakıt alımlarının gider olarak muhasebeleştirilebilmesi için UTTS kullanımı zorunludur. Mevcut Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) ile UTTS'nin farklı olmasının yanı sıra, UTTS'nin özellikle ticari araçların yakıt alımlarının kayıt altına alınması ve resmi belgelenmesi açısından zorunlu bir uygulama olduğu anlaşılmaktadır. Bu zorunluluk, Tebliğ'deki yukarıda belirtilen maddelerle açıklanmaktadır.

Kaynak: https://utts.gov.tr/mevzuat


8.10.2024

Yapay Sinir Ağlarıyla Makine Öğrenimi

 Yapay Sinir Ağlarıyla Makine Öğrenimi: Geleceğin Teknolojilerine Bir Adım Daha Yaklaşmak

Son yıllarda teknoloji dünyasında yaşanan gelişmeler gerçekten heyecan verici. Yapay zeka (YZ) ve makine öğrenimi (MÖ) artık hayatımızın her alanında etkisini göstermeye başladı. Sağlık sektöründen otomasyona, finans dünyasından günlük hayata kadar birçok farklı alanda bu teknolojiler şekil değiştiriyor. Peki, bu gelişmelerin ardında ne var? Bu yazıda, yapay sinir ağlarıyla (YSA) makine öğreniminin nasıl işlediğine ve bu ikiliğin gelecekte neler vaat ettiğine bir göz atalım.

Yapay Sinir Ağları: Beynimizi Taklit Etme Çabası

Yapay sinir ağları, aslında temel olarak insan beynindeki sinir hücrelerinden ilham alınarak geliştirilen bir yapı. Sinir ağları, beynimizdeki nöronların birbirine bağlanarak bilgiyi nasıl işlediğini model alıyor. Bu ağlar, verileri analiz etme ve öğrenme kapasitesine sahip. Kısaca, bilgisayarların, “bu veriyi nasıl anlamalıyım?” sorusuna cevap vermek için bir tür öğrenme sürecine girmesini sağlıyor.

Bu ağlarda temel bileşenler şunlardır:

  • Nöronlar: Tıpkı beynimizdeki nöronlar gibi, bu birimler veriyi alır, işler ve çıkış üretir.
  • Katmanlar: Genellikle giriş katmanı, gizli katmanlar ve çıkış katmanı olarak ayrılır. Her bir katman, veriyi farklı derecelerde işler.
  • Ağırlıklar ve Bias: Verilerin nöronlar arasındaki yolculuğunu, ağırlıklar ve bias’lar belirler. Yani, her bir nöronun çıktısının ne kadar önemli olduğunu gösterir.

Makine Öğrenimi: Bilgisayarların Öğrenme Yolu

Makine öğrenimi, aslında bilgisayarların programlamadan bağımsız bir şekilde verilerden öğrenmesini sağlayan bir teknoloji. Bu, bir nevi bilgisayarların, büyük veri kümelerinden kalıplar bulmasını ve tahminler yapmasını sağlıyor. Bilgisayarlar her yeni veriyle birlikte daha da iyi hale geliyor, yani programı bir insan gibi güncellemek yerine kendi kendine gelişiyorlar.

Makine öğreniminde, verilerden öğrenme süreci genellikle denetimli öğrenme, denetimsiz öğrenme veya pekiştirmeli öğrenme gibi yöntemlerle gerçekleşiyor.

Peki, yapay sinir ağları bu işin neresinde?

Yapay sinir ağları, makine öğreniminin en güçlü araçlarından biri. Özellikle derin öğrenme (deep learning) dediğimiz teknolojiyle birlikte, sinir ağları oldukça popüler hale geldi. Derin öğrenme, çok katmanlı sinir ağlarını kullanarak, verilerin daha karmaşık ilişkilerini çözebiliyor. Yani bu ağlar, verinin yüzeyine bakmanın ötesine geçerek, çok daha derin anlamlar çıkarabiliyor.

Derin Öğrenme ve Sinir Ağlarının Gücü

Derin öğrenme, adından da anlaşılacağı gibi, "daha derin" bilgi işlem süreçlerine dayanır. Bu süreçte, ağların birçok gizli katmanı bulunur ve her bir katman, veriyi daha ileri düzeyde analiz eder. Bu da, makinelerin görselleri tanıma, sesleri analiz etme veya metinleri anlamlandırma gibi görevlerde yüksek doğruluk oranına ulaşmasını sağlar.

Örneğin:

  • Görüntü tanıma: Sinir ağları, görüntülerdeki pikselleri analiz eder ve bu sayede bir resmi ya da nesneyi doğru bir şekilde tanıyabilir.
  • Ses işleme: Ses sinyallerini analiz ederek, konuşmaları metne dökme ya da konuşma komutlarını anlamlandırma gibi işlemler yapabilir.
  • Doğal dil işleme (NLP): Metin analizinde, cümlelerin anlamını kavrayarak çeviri yapabilir, metinleri özetleyebilir veya duygusal analiz yapabilir.

Yapay Sinir Ağlarının Makine Öğrenimine Katkısı

Yapay sinir ağları, makine öğreniminin kalbinde yer alır. Çünkü bu ağlar, makinelerin daha kompleks verileri anlamlandırmasına olanak tanır. Veriyi daha derinlemesine işleyebilmek, karmaşık ilişkileri keşfetmek ve daha iyi tahminler yapmak için mükemmel bir yapı sunar.

Sinir ağları, özellikle şu alanlarda etkili bir şekilde kullanılabiliyor:

  1. Görüntü işleme: Görselleri analiz edip, yüz tanıma ya da nesne tespiti gibi işlemleri yapabiliyor.
  2. Ses tanıma: Sesli komutları anlayıp, sesli asistanlar veya akıllı cihazlarla etkileşimi kolaylaştırabiliyor.
  3. Doğal dil işleme: İnsan dilini analiz ederek, metinleri sınıflandırabilir, özetleyebilir veya metin bazlı soruları yanıtlayabilir.

Büyük Veri ile Sinir Ağlarının Gücü

Bir başka önemli nokta ise büyük veri. Günümüz dünyasında milyonlarca veriden bahsediyoruz ve bu veriler genellikle karmaşık ve düzensiz. Sinir ağları bu büyük veri yığınlarını işleyebilme kabiliyetine sahip. Büyük veri setleri, sinir ağlarının daha doğru tahminlerde bulunmasını sağlıyor. Örneğin, sağlık alanında hastalıkların teşhisinden finans sektöründe risk analizine kadar, büyük veriler ve sinir ağlarının gücü bir araya geldiğinde önemli sonuçlar elde ediliyor.

Geleceğe Dair Neler Bekleniyor?

Yapay sinir ağları ve makine öğreniminin gelecekteki yeri oldukça parlak görünüyor. Şu anki gelişmeler bile, gelecekte hayatımızın ne kadar değişeceğini göstermeye yetiyor. Sinir ağlarının ve makine öğreniminin daha da evrileceği alanlardan bazıları şunlar olabilir:

  • Otomasyonun Artışı: Sinir ağları, makinelerin daha bağımsız çalışmasını sağlıyor. Bu da iş gücünü yeniden şekillendirebilir.
  • Sağlıkta devrim: Daha hızlı ve doğru hastalık teşhisi, kişiye özel tedavi yöntemleri için yapay sinir ağlarının daha da gelişmesi bekleniyor.
  • Otonom araçlar: Sürücüsüz araçlar, çevrelerini algılayarak daha güvenli yolculuklar sunacak.
  • Yapay zeka etiği: Yapay zeka ve sinir ağlarının daha da yaygınlaşmasıyla birlikte, bu teknolojilerin etik kullanımı, güvenliği ve düzenlemeleri daha fazla konuşulacak.

Sonuç: Geleceğin Teknolojisine Yakın Duruyoruz

Yapay sinir ağları ve makine öğrenimi, teknoloji dünyasında çok önemli bir yer tutuyor. Sinir ağları sayesinde makineler, verileri çok daha derinlemesine anlayabiliyor ve daha doğru tahminlerde bulunabiliyor. Bu teknolojiler, gelecekte her şeyin daha hızlı, daha verimli ve daha akıllı bir hale gelmesini sağlayacak. Yapay zeka ve makine öğrenimi, hayatımızı yeniden şekillendirecek olan iki anahtar teknoloji olacak gibi görünüyor.

27.08.2024

AD'ye katıldıktan sonra Parmak İzi ve Yüz Tanıma nasıl etkinleştirilir?

Windows 10 ortamında Kayıt Defteri Düzenleyicisi aracılığıyla Etki Alanı Kullanıcıları için dizüstü bilgisayarda parmak izinin nasıl etkinleştirileceği gösterilecektir.

1. Find this path on Registry editor   HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Policies\Microsoft\Windows\System

2. Create "dword" recode :  "AllowDomainPINLogon" 

3. Change value = dword:00000001

https://answers.microsoft.com/en-us/windows/forum/all/how-to-enable-fingerprint-recognition-when-it-is/f1b99c4a-7bc7-47a6-88ec-743293327033

https://www.youtube.com/watch?v=3RkmxwZx0lo&t=1s


31.07.2024

Elektrikli mi? Hibrit mi? Yoksa Hidrojen Yakıtlı Araba mı Daha İyi? Hangisini Seçmeli? (Yapay Zeka yazdı)

Günümüzde otomobil teknolojisi hızla evrim geçiriyor. Geleneksel içten yanmalı motorlardan elektrikli, hibrit ve hidrojen yakıtlı araçlara geçiş süreci devam ediyor. Peki, bu üç teknoloji arasından hangisi en iyisi? Bu sorunun cevabını bulmak için her bir teknolojinin tarihçesine, avantajlarına ve dezavantajlarına yakından bakalım.

Elektrikli Araçlar (EV)

Tarihçe: Elektrikli araçlar, aslında içten yanmalı motorlardan önce geliştirildi. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında elektrikli arabalar oldukça popülerdi. Ancak, içten yanmalı motorların daha ekonomik ve pratik olması nedeniyle elektrikli araçlar geriledi. 21. yüzyılın başlarında, çevre bilincinin artması ve batarya teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte elektrikli araçlar yeniden popülerlik kazandı.

Olumlu Yönleri:

  • Çevre Dostu: Sıfır emisyon ile çalışırlar ve karbon ayak izini azaltırlar.
  • Düşük İşletme Maliyeti: Elektrik, benzin veya dizelden genellikle daha ucuzdur ve daha az bakım gerektirir.
  • Sessiz Çalışma: Elektrikli motorlar çok sessiz çalışır, bu da daha az gürültü kirliliği demektir.

Olumsuz Yönleri:

  • Batarya Sorunları: Batarya maliyetleri yüksek ve ömürleri sınırlıdır. Şarj süreleri de halen birçok kullanıcı için bir sorun teşkil ediyor.
  • Şarj Altyapısı: Her ne kadar genişlese de, şarj istasyonu ağı hala yeterince yaygın değil.

Hibrit Araçlar

Tarihçe: Hibrit araçlar, hem içten yanmalı motor hem de elektrik motoru kullanarak daha verimli ve çevre dostu bir sürüş sunmayı amaçlar. İlk ticari hibrit araç, 1997 yılında piyasaya sürülen Toyota Prius'tur. Bu teknoloji, içten yanmalı motorların uzun menzil avantajı ile elektrikli motorların çevre dostu özelliklerini bir araya getirir.

Olumlu Yönleri:

  • Yakıt Verimliliği: Özellikle şehir içi trafikte düşük hızlarda elektrik motorunu kullanarak yakıt tüketimini azaltır.
  • Çevreye Duyarlı: Düşük emisyonlu ve daha az fosil yakıt tüketir.
  • Menzi̇l: İçten yanmalı motor sayesinde daha uzun menzillere ulaşabilirler.

Olumsuz Yönleri:

  • Karmaşıklık: İki farklı motor sistemini barındırdığı için daha karmaşıktır ve bakım maliyetleri daha yüksek olabilir.
  • Ağırlık: Ekstra batarya ve motor, aracın ağırlığını artırarak performansı olumsuz etkileyebilir.

 

Hidrojen Yakıtlı Araçlar

Tarihçe: Hidrojen yakıt hücreleri, 1960'larda uzay programlarında kullanılmıştır. Otomotiv sektöründe ise 21. yüzyılın başlarından itibaren daha fazla ilgi görmeye başladı. Toyota Mirai gibi modeller, hidrojen teknolojisinin önde gelen örneklerindendir.

Olumlu Yönleri:

  • Hızlı Yakıt Doldurma: Hidrojen dolumu, benzin veya dizel doldurmak kadar hızlıdır.
  • Uzun Menzil: Bir depo hidrojenle uzun mesafeler kat edilebilir.
  • Sıfır Emisyon: Sadece su buharı emisyonu ile son derece çevre dostudur.

Olumsuz Yönleri:

  • Altyapı Eksikliği: Hidrojen dolum istasyonları çok sınırlıdır.
  • Maliyet: Hidrojen üretimi ve depolanması halen oldukça maliyetlidir.
  • Güvenlik: Hidrojen son derece yanıcı bir gaz olduğundan güvenlik önlemleri sıkı olmalıdır.

Sonuç: Hangi Teknoloji En İyisi?

Her üç teknolojinin de kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Ancak, çevre dostu ve sürdürülebilir bir gelecek için en umut verici teknolojinin elektrikli araçlar olduğunu söylemek mümkün. Batarya teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler ve artan şarj altyapısı, elektrikli araçları her geçen gün daha cazip hale getiriyor.

Sebebi: Elektrikli araçlar, sıfır emisyon ile çevre dostu bir alternatif sunarken, işletme maliyetlerinin düşük olması ve bakım ihtiyaçlarının az olması kullanıcılar için ekonomik avantajlar sağlar. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynakları ile şarj edilebilmeleri, fosil yakıt bağımlılığını azaltarak daha sürdürülebilir bir enerji geleceği oluşturur.

Sonuç olarak, bireysel ihtiyaçlara ve kullanım alanlarına göre seçim yapmanız gerekse de, genel anlamda elektrikli araçların geleceğin teknolojisi olduğu söylenebilir. Hibrit ve hidrojen yakıtlı araçlar da belirli koşullarda cazip seçenekler sunabilir, ancak uzun vadede elektrikli araçların liderliği ele geçirmesi muhtemeldir.

Yukarıdaki yazı yapay zeka ile yazıldı. Benim şahsi görüşüm geleceğin Hidrojen Yakıtlı Araçlar olması yönünde çünkü elektrikli araçlar çevre dostu yalanının patlayacağı gibi garip düşüncelerim var…

iPhone’da iOS 17’de Kişi Posteri Nasıl Kapatılır?

iOS 17’de Kişi Posteri özelliğini devre dışı bırakmak mı istiyorsunuz? İşte nasıl yapılır adımları takip edin. iOS 17 ile gelen Kişi Posteri (Contact Poster) özelliği oldu. Ancak herkes bu özelliği sürekli kullanmak istemeyebilirsiniz.

Kişi Posteri Nedir?

iOS 17 ile gelen Kişi Posteri, arama sırasında karşı tarafa arayan kimliğinin gösterilen özelleştirilmiş bir görüntüsüdür.. Kullanıcılar, arama kimliklerini kişiselleştirerek arama yaptıklarında karşı tarafın ekranında görünmesini istedikleri bir görsel seçebilirler. Bu görsel, bir fotoğraf, Memoji veya başka bir resim olabilir. Ayrıca, isim ve yazı tipi gibi detaylar da özelleştirilebilirsiniz.

Peki Kişi Posteri Nasıl Devre Dışı Bırakılır?

  1. Telefon Uygulamasını Açın: iPhone’unuzda Telefon uygulamasını açın.
  2. Düzenle’ye Dokunun: Uygulamanın ana ekranında sol üst köşede bulunan ‘Düzenle’ seçeneğine dokunun.
  3. İsim Kartınıza Dokunun: Düzenle’ye dokunduktan sonra, profilinizin üst kısmında yer alan isim kartınıza dokunun.
  4. Devre Dışı Bırakma Seçenekleri:
    • Bilinmeyen Numaralar İçin: ‘Yalnızca kişiler’ seçeneğini aktif hale getirin. Bu, sadece rehberinizde kayıtlı olmayan numaralardan yapılan aramalarda Kişi Posteri özelliğini devre dışı bırakır.
    • Herkes İçin: ‘Ad ve Fotoğraf Paylaşımı’ seçeneğini kapatın. Bu, tüm aramalarda kişisel görselinizin ve isminizin karşı tarafa gösterilmemesini sağlar.
  5. Ayarları Kaydedin: Değişiklikleri kaydetmek için sağ üst köşede bulunan ‘Bitti’ seçeneğine dokunun.

Bu adımları izleyerek, Kişi Posteri özelliğini ihtiyaçlarınıza göre kolayca yönetebilirsiniz.

Neden Devre Dışı Bırakmalısınız?

Kişi Posteri eğlenceli bir özellik olabilir, ancak gizlilik kaygıları veya iş aramalarında kişisel bir görselin paylaşılmasını istememe gibi nedenlerle devre dışı bırakmak isteyebilirsiniz. Apple, kullanıcılarına bu özelliği yönetme esnekliği sağlayarak, kişisel tercihlerinize göre ayar yapabilmenize olanak tanır.

Bu rehberle, iOS 17’de Kişi Posteri özelliğini nasıl devre dışı bırakacağınızı öğrendiniz. Apple, kullanıcılarına hem yaratıcılıklarını ifade etme hem de gizliliklerini koruma imkanı sunuyor.

  

26.07.2024

Pano geçmişinden kopyalama nasıl yapılır?


1- Kopyalamak istediğiniz metni seçin ve Ctrl+C tuşlarına basın

2- İsteğe bağlı olarak, kullanmak istediğiniz tüm öğeleri kopyalayana kadar 1. adımı yineleyin.

3- Kopyala yaptığınız öğeleri yapıştırmak istediğiniz yere gelin ve Windows+V tuşuna basın.





4- Daha önce Ctrl+C tuşları ile kopyalama panosuna aldığınız farklı öğelerden istediğinizi istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz. Böylece farklı bölümlerden kopyaladığınız bilgileri defalarca aynı işlemi yapmak zorunda kalmazsınız.

19.07.2024

Crowdstrike güncellemesinde BSOD hatası

CrowdStrike'in bilinen büyük bir güvenlik yazılımı olmasına rağmen, bu son güncelleme pek çok Windows sistemini etkiledi. Mavi ekran hatası nedeniyle pek çok işletmede windows sunucu ve istemcilerin verilere erişim sorunu yaşadı ve iş akışları aksadı.

Bu durumun ardından CrowdStrike tarafında hata kabul edildi konuyla ilgili henüz resmi bir çözüm sunulmadı, CrowdStrike'ın yakın zamanda yeni bir düzeltme veya açıklama yayınlayacağı bekleniyor. Etkilenen kullanıcılar çeşitli alternatif çözümler aramaya başladı. Bunlardan bir tanesini aşağıda belirtiyor olacağım.

Bilgisayarınızı safe modda açın csagent.sys dosyasını rename edin ve sisteminizi boot edin.

Path: C:\Windows\system32\drivers\CrowdStrike\csagent.sys



4.07.2024

“0x80070643” Güncelleme Hatasını Giderme KB5028997

“0x80070643” Güncelleme Hatası Giderme

KB5028997: WinRE güncelleştirme hatasını giderme


reagentc /info -WindowsRE yerine belirle

reagentc /disable -WinRE'yi devre dışı bırak

diskpart -İşletim sistemini küçültmek için

list disk -Disk listele

sel disk -<OS disk index>Bu, WinRE ile aynı disk dizini olmalıdır.

sel part -<WinRE partition index> seçin

delete partition override -WinRE bölümünü silin

list part -Disk listele

sel part -İşletim sistemi bölümünü seçin

shrink desired=250 minimum=250 -Yeni alan oluşturma çalıştırma


İlk olarak, disk bölümleme stilinin bir GUID Bölümleme Tablosu (GPT) veya bir Ana Önyükleme Kaydı (MBR) olup olmadığını kontrol edin.  Bunu yapmak için list diskçalıştırın. "Gpt" sütununda bir yıldız karakteri (*) olup olmadığını kontrol edin.  Bir yıldız karakteri (*) varsa, sürücü GPT'dir. Aksi takdirde, sürücü MBR'dir.


Diskiniz GPT ise

---------------------------------

create partition primary id=de94bba4-06d1-4d40-a16a-bfd50179d6ac -komutunu çalıştırın 

gpt attributes =0x8000000000000001 -komutunu çalıştırın 

set id=27 -Diskiniz MBR ise çalıştırın


Diskiniz MBR ise 

---------------------------------

set id=27 -Komutunu çalıştırın

list vol -WinRE bölümünün oluşturulduğunu onaylamak için 

exit -Diskpart'tan çıkmak için 

reagentc /enable -WinRE'yi yeniden etkinleştirmek için 


Kaynak:

https://support.microsoft.com/tr-tr/topic/kb5028997-winre-g%C3%BCncelle%C5%9Ftirmesini-y%C3%BCklemek-i%C3%A7in-b%C3%B6l%C3%BCm%C3%BCn%C3%BCz%C3%BC-el-ile-yeniden-boyutland%C4%B1rma-y%C3%B6nergeleri-400faa27-9343-461c-ada9-24c8229763bf


24.05.2024

Facebook ve İnstagram Hesaplarınızı Onaylayın Mesajı hakkında bilmeniz gerekenler


Facebook ve İnstagram kullanıcılarının karşılaştığı "Hesaplarınızı Onaylayın" mesajı aslında bir hata değildir. KVKK  (Kişisel Verileri Koruma Kanunu) kapsamında Facebook ve İnstagram hesaplarınızda bulunan kişisel verilerinizi iki sosyal medya uygulaması arasında paylaşılacağını ve/veya kullanılacağını ve bunu sizden bir kez daha onay alarak yapmak istediğini belirtiyor. 

Bu nedenle, "Hesaplarınızı Onaylayın" hatası normal bir hata değildir. META (facebook & instagram çatı şirket) şirketinin sosyal medya uygulamalarındaki verilerinizi kullanım izni onayı ve kullanıcıların hesap güvenliğini artırmak için yapılması gerekenleri sağlamak amacıyla yapılan bir uygulamadır.

Bu tür sosyal medya uygulamalarında kişisel verilerimiz var bunların çalınmaması üçüncü kişilerin eline geçmemesi için; bilgilerinizin doğrulu kontrol etmeniz önemlidir. Hesap güvenliği için İki faktörlü (telefonunuza gönderilen doğrulama kodunu girmenizi gerektirir.) kimlik doğrulama özelliği de mutlaka aktif etmeniz  gerekir.

Sosyal medya uygulamaları aldığı kişisel verilerin kullanımını size tutarlı ve kusursuz deneyimler sunmak için aldığını söyleseler de çoğu zaman bu bu veriler anonim hale getirilerek pazarlama ve reklam faaliyetleri için de kullanılmaktadır. 

Sosyal medya uygulamalarının kurumsal sayfalarında veri saklama ve kullanım ilkeleri uzun uzun anlatılır meraklısının bunları mutlaka okumasını tavsiye ediyorum.