Haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30.07.2025

Gıda İşletmelerinde Karekod Zorunluluğu Başladı: Detaylar ve Cezalar

Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicilerin güvenilir gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla “Gıda İşletmelerinde Karekod Uygulaması”nı zorunlu hale getirdi. 29 Mayıs 2025 tarihinde yayımlanan yeni usul ve esaslara göre market, kasap, manav, restoran, kafe, lokanta ve yemekhaneler 28 Temmuz 2025’e kadar karekod uygulamasına geçmek zorunda.

Bu tarihe kadar karekodlarını oluşturmayan işletmelere 105 bin TL idari para cezası uygulanacak.


Neden Karekod Uygulaması?

Bakanlık, geçtiğimiz yıl Dünya Gıda Güvenilirliği Günü’nde gönüllü olarak başlattığı karekod sistemini bu yıl zorunlu hale getirdi. Amaç:

  • Gıda güvenilirliğini artırmak
  • Denetim süreçlerini şeffaf hale getirmek
  • Tüketicinin işletmelerin denetim durumunu kolayca öğrenmesini sağlamak

Bu uygulama sayesinde vatandaşlar işletmelerin en son ne zaman denetlendiğini ve denetim sonuçlarını doğrudan görebilecek.


İşletmeler Ne Yapmalı?

Tüm gıda satış ve tüketim yerleri, işletmelerine özel karekodu oluşturup tüketicilerin rahatça görebileceği bir alana yerleştirmek zorunda.

Karekod oluşturma adımları:

  1. Kayıt/Onay Numaranızı bilmiyorsanız Kayıtlı/Onaylı Gıda İşletmeleri Listesi sayfasından sorgulayarak öğrenebilirsiniz.
  2. Güvenilir Gıda internet sitesine giriş yapın.
  3. Ana menüdeki “İşletme Karekod” sekmesini seçin.
  4. İstenen bilgileri doldurun ve “Sorgula & Oluştur” butonuna tıklayın.
  5. Oluşturulan karekod çıktısını alarak işletmede görünür bir yere asın.

Vatandaşlar ise karekodları Tarım Cebimde mobil uygulamasıyla okutarak işletme denetim bilgilerine ulaşabilecek.


Kayıtlı Olmayan İşletmeler İçin

İşletmenizin Bakanlık kayıtları yoksa, bağlı bulunduğunuz ilçedeki Tarım ve Orman Bakanlığı şubesine başvurmanız gerekiyor. Başvuruda gerekli evraklar şunlar:

  • Vergi levhası
  • Faaliyet belgesi
  • İmza sirküleri
  • Yetkili değilseniz vekaletname
  • İşletme kaşesi
  • Çalışan sayısına göre belirlenen kayıt ücretinin kredi kartı ile ödenmesi

Son Tarih 28 Temmuz 2025

Gıda işletmeleri, 28 Temmuz 2025 tarihine kadar bu süreci tamamlamak zorunda. Süreye uymayan işletmeler 105 bin TL para cezasıyla karşı karşıya kalacak.

Tarım ve Orman Bakanlığı, uygulamanın denetimini bizzat yaparak tüketicinin güvenilir gıdaya erişimini sağlamayı ve işletmelerin hijyen ve denetim süreçlerini iyileştirmeyi hedefliyor.

8.01.2025

Türkiye'de Siber Güvenlikte Yeni Dönem: Siber Güvenlik Başkanlığı Kuruldu

Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye'de siber güvenlik alanında önemli bir adım atılarak Siber Güvenlik Başkanlığı resmen kuruldu. Ankara merkezli olarak faaliyet gösterecek bu yeni kurum, doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı ve kamu tüzel kişiliğine sahip olacak. Gerektiğinde, Cumhurbaşkanı onayı ve Siber Güvenlik Başkanı'nın teklifiyle yurtdışında temsilcilikler de açılabilecek.

Siber Güvenlik Başkanlığı'nın Organizasyon Yapısı

Başkanlık bünyesinde farklı alanlarda görev yapan birimler şu şekilde belirlendi:

  • Siber Savunma Genel Müdürlüğü

  • Siber Mukavemet Genel Müdürlüğü

  • Ekosistem Geliştirme Genel Müdürlüğü

  • Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı

  • Yönetim Hizmetleri Dairesi Başkanlığı

  • Hukuk Müşavirliği

  • Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

Başkanlığın Görev ve Amaçları

Siber Güvenlik Başkanlığı'nın görev ve sorumlulukları şunlardır:

  • Türkiye'nin siber güvenliğini sağlamak amacıyla politika, strateji ve hedefler oluşturmak, eylem planları hazırlamak ve bu planların etkinliğini izlemek.

  • Bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları ile kamuoyunu siber tehditler konusunda bilgilendirmek.

  • Kamu kurumları, özel sektör ve akademik kurumlar arasında iş birliğini güçlendirmek.

  • Yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesine öncülük etmek, yerli ürünlerin dünya pazarında rekabet gücünü artırmak.

  • Siber güvenlik zafiyetlerini tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek.

  • Acil durum ve kriz yönetim planları hazırlayarak olası siber tehditlere karşı önceden hazırlıklı olmak.

  • Ar-Ge projelerini desteklemek, teknoloji transferini teşvik etmek ve sektörde kapasite geliştirmek.

Türkiye İçin Stratejik Bir Hamle

Bu yeni başkanlık, Türkiye'nin dijital dünyada daha güvenli bir ortam oluşturması ve uluslararası düzeyde siber güvenlikte söz sahibi olmasını hedefliyor. Hem kamu hem de özel sektörde dijital altyapının korunmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Siber güvenlik bilincinin artırılması ve yerli teknolojilere verilen önemin artması, Türkiye'nin dijital egemenliğini güçlendirmede kritik rol oynayacak.

Resmi Gazete Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/01/20250108-1.pdf

Kaynak: sozcu, cumhuriyet, t24, trthaber


23.12.2024

Yurt Dışından Alışverişte Yeni Dönem; Limitler Düştü! Zorunlu Taşıma Bedeli Getirildi!

27 Aralık 2024 tarihi itibarıyla yurtdışından yapılan alışverişlerde önemli değişiklikler hayatımıza girecek. Ticaret Bakanlığı'nın duyurduğu bu düzenlemeler, hem bireysel tüketicileri hem de toplu ithalat gerçekleştirenleri yakından etkileyecek.

Yeni Düzenlemenin Getirdikleri

  • Gümrüksüz Alışveriş Limiti Düşürüldü:
    Daha önce 150 Euro olan gümrüksüz alışveriş limiti, geçtiğimiz aylarda 30 Euro'ya düşürülmüştü. Son düzenleme ile bu sınır 27 Euro olarak belirlendi. Bu limitin altında kalan siparişler dahi artık kargo bedeli ve taşıma ücretiyle birlikte hesaplanacak.

  • Zorunlu Taşıma Bedeli Getirildi:
    Satıcı ücretsiz kargo sunsa bile, her alışveriş için 3 Euro taşıma bedeli zorunlu hale getirildi. Bu durum, özellikle düşük maliyetli alışverişlerde fiyatların artmasına neden olacak.

  • Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı Ürün Limiti Azaltıldı:
    Ticari miktarda ürün getiren kullanıcılar için "Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı" kapsamındaki ürün limiti, 2000 adetten 500 adede düşürüldü. Bu da toplu ithalat yapan kullanıcılar için daha sıkı denetim anlamına geliyor.

Kimler Etkilenecek?

Bu düzenlemeler özellikle bireysel kullanıcılar ve küçük çaplı ithalatçılar üzerinde etkili olacak. Popüler yurtdışı alışveriş platformları olan AliExpress ve Temu gibi sitelerden düşük maliyetli ürün sipariş eden kullanıcılar, toplam maliyetin artmasıyla karşılaşabilir.

Düzenlemenin Hedefleri Neler?

  • Yerel Üreticiyi Desteklemek:
    Gümrük ve taşıma masraflarının artması, yurtdışından alışverişi azaltarak yerli üreticilere olan talebi artırabilir.

  • Daha Şeffaf Ticaret:
    Ürün limitlerinin düşürülmesi ve taşıma bedelinin standartlaştırılması, yurtdışı alışverişlerde daha düzenli ve şeffaf bir sistem oluşturmayı amaçlıyor.

Tüketicilere Öneriler

  • Alışverişlerinizi Planlayın:
    27 Aralık 2024 öncesinde, ihtiyaçlarınızı gözden geçirip alışverişlerinizi tamamlamanız faydalı olabilir.

  • Yerli Alternatiflere Yönelin:
    Yerel e-ticaret platformları, artan yurtdışı masraflarını göz önünde bulundurarak daha avantajlı hale gelebilir.

Sonuç

Bu düzenlemeler, yurtdışı alışverişlerinin maliyetlerini artırırken, yerel üreticilere yeni fırsatlar sunmayı hedefliyor. İlerleyen günlerde bireysel kullanıcıların ve ticari ithalatçıların bu düzenlemelere nasıl uyum sağlayacağı daha net bir şekilde görülecek.

Bu tür yenilikler, dijital alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirirken aynı zamanda ekonomide yeni bir denge kurmayı amaçlıyor.

20.12.2024

Başlık: AB, Dijital Piyasalar Yasası ile Apple'ı Bir Kez Daha Köşeye Sıkıştırıyor: iOS'un Kapıları Rakiplere Açılıyor mu?

Teknoloji dünyası, Avrupa Birliği'nin (AB) Dijital Piyasalar Yasası (DPY) ile büyük bir dönüşümün eşiğinde. Bu yasa, dijital pazarlarda rekabeti artırmayı ve tüketicilere daha fazla seçenek sunmayı hedefliyor. Bu hedefin en önemli aktörlerinden biri ise hiç şüphesiz Apple. AB, DPY kapsamında Apple'a yönelik baskısını artırarak, iOS işletim sisteminin rakiplere daha fazla açılmasını talep ediyor. Bu durum, Apple'ın sıkıca koruduğu ekosisteminde köklü değişikliklere yol açabilir.

DPY'nin Arkasındaki Güçlü İrade: Adil Rekabet ve Tüketici Hakları

AB'nin DPY ile asıl amacı, dijital pazarlarda "kapı bekçileri" olarak adlandırılan büyük teknoloji şirketlerinin hakimiyetini kırmak ve daha adil bir rekabet ortamı yaratmak. Bu bağlamda, iOS'un rakiplere daha fazla açılması, bir dizi önemli değişikliği beraberinde getirebilir:

  • Alternatif Uygulama Mağazalarının Yükselişi: Kullanıcılar, sadece App Store'a bağımlı kalmak yerine, farklı uygulama mağazalarından da uygulama indirebilecekler. Bu, geliştiricilere daha fazla özgürlük ve tüketicilere daha fazla seçenek sunacak.
  • Varsayılan Uygulama Seçiminde Özgürlük: Artık kullanıcılar, varsayılan tarayıcı, arama motoru gibi uygulamaları kendi tercihleri doğrultusunda belirleyebilecekler. Bu, kişiselleştirme ve kullanıcı deneyimi açısından önemli bir adım.
  • Uygulama İçi Ödemelerde Rekabet: Geliştiriciler, Apple'ın ödeme sistemini kullanmak zorunda kalmadan, kendi ödeme sistemlerini entegre edebilecekler. Bu, uygulama içi satın almalarda daha rekabetçi fiyatlar ve farklı ödeme seçenekleri anlamına gelebilir.
  • Donanım ve Yazılım Erişiminde Şeffaflık: Rakiplerin, Apple'ın donanım ve yazılım özelliklerine daha kolay erişebilmesi, yenilikçi cihazlar ve hizmetlerin ortaya çıkmasını teşvik edebilir.

Apple'ın Direnişi ve Savunma Mekanizmaları

Apple, AB'nin bu taleplerine karşı güçlü bir şekilde direniyor ve şu argümanları öne sürüyor:

  • Güvenlik ve Gizlilik Kalkanı: Apple, iOS'un kapalı yapısının, kullanıcıların güvenliğini ve gizliliğini korumak için vazgeçilmez olduğunu savunuyor. Rakiplere daha fazla erişim izni verilmesinin, güvenlik açıklarına ve veri ihlallerine davetiye çıkarabileceğini iddia ediyor.
  • Kusursuz Kullanıcı Deneyimi Vurgusu: Apple, iOS'un entegre yapısının, tutarlı ve sorunsuz bir kullanıcı deneyimi sağladığını belirtiyor. Yapılacak değişikliklerin, bu deneyimi olumsuz etkileyebileceği endişesini taşıyor.
  • Yenilikçiliğin Engellenmesi Tehlikesi: Apple, daha açık bir sistemin, yenilikçiliği engelleyebileceğini ve geliştiricilerin, platforma özgü optimizasyonlar yapmasını zorlaştırabileceğini savunuyor.

Beklentiler, Olası Sonuçlar ve Teknoloji Dünyasına Etkileri

Bu çekişmenin olası sonuçları ve teknoloji dünyasına etkileri oldukça önemli:

  • iOS Ekosisteminde Köklü Değişiklikler: Apple, DPY'ye uyum sağlamak için iOS'ta önemli değişiklikler yapmak zorunda kalabilir. Bu, kullanıcı deneyimini, geliştirici ekosistemini ve hatta Apple'ın iş modelini etkileyebilir.
  • Hukuki Mücadelelerin Yükselişi: Apple ve AB arasında uzun ve karmaşık hukuki bir mücadele yaşanabilir. Apple, karara itiraz edebilir veya yasal yollara başvurabilir.
  • Rekabetin Altın Çağı: AB'nin beklentileri doğrultusunda iOS daha açık hale gelirse, dijital pazarlarda rekabet artabilir ve tüketiciler daha fazla seçeneğe sahip olabilir. Bu, teknoloji dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
  • Küresel Etki ve Domino Etkisi: AB'nin bu adımları, diğer ülkelerdeki düzenleyicileri de etkileyebilir ve benzer düzenlemelerin dünya genelinde yayılmasına yol açabilir.

Sonuç:

AB'nin Apple'a yönelik bu hamlesi, dijital pazarların geleceği ve büyük teknoloji şirketlerinin rolü açısından kritik bir dönüm noktası. Bu durumun nasıl sonuçlanacağı ve Apple'ın nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu. Ancak kesin olan bir şey var: Bu gelişmeler, teknoloji dünyasını ve kullanıcı deneyimini derinden etkileyecek. Bu süreci yakından takip etmek ve olası etkilerini değerlendirmek, hem teknoloji şirketleri hem de tüketiciler için büyük önem taşıyor.

13.12.2024

Yeni Konum Vergisi Düzenlemesi: Coğrafi Veri Ticareti Yapan Şirketlerı Nasıl Etkileyecek?

Son dönemde, coğrafi veri ticareti yapan şirketleri yakından ilgilendiren önemli bir vergi düzenlemesi yürürlüğe girdi. Konum verilerinin ticari kullanımı artık daha fazla denetim altına alınırken, bu sektörde faaliyet gösteren şirketler için yeni yükümlülükler ve sorumluluklar ortaya çıktı.

İşte yeni konum vergisi düzenlemesinin detayları ve şirketler için getirdiği değişiklikler:


1. Vergilendirme Kapsamı

Düzenleme, coğrafi veri ticareti yapan şirketlerin elde ettiği gelirlerin belirli bir oranla vergilendirilmesini öngörüyor. Bu kapsamda, aşağıdaki faaliyetlerde bulunan şirketler bu yeni vergi rejimine dahil edildi:

  • Kullanıcıların konum verilerini toplayan, işleyen ve ticari amaçlarla satan şirketler.

  • Konum verilerini reklamcılık ve pazarlama stratejilerinde kullanan platformlar.

2. Hangi Sektörler Etkilenecek?

Bu düzenlemeden etkilenecek öne çıkan sektörler şu şekilde sıralanabilir:

  • Navigasyon ve harita hizmetleri: Google Maps, Yandex Navigasyon gibi uygulamalar.

  • Lojistik ve kargo şirketleri: Konum takibiyle çalışan şirketler.

  • Konum tabanlı reklamcılık yapan platformlar: Sosyal medya ve e-ticaret siteleri.

  • E-ticaret platformları: Kullanıcı davranışlarını analiz etmek ve ürün önerileri sunmak için konum verisi kullanan firmalar.

3. Şirketler İçin Yeni Yükümlülükler

  • Gelirlerin belgelendirilmesi: Şirketlerin coğrafi veri ticaretinden elde ettikleri gelirleri ayrıntılı şekilde raporlaması gerekiyor.

  • Yasalara uyumun sağlanması: Toplanan verilerin, kullanıcı onayına dayalı olarak toplandığını kanıtlamak ve bu verileri yasalara uygun saklamak zorunlu hale getirildi.

  • Ek denetim ve raporlama: Mali raporlama süreçlerinin artmasıyla birlikte şirketler için operasyonel yük artabilir.

4. Amaç ve Hedef

Bu yeni düzenlemenin amacı, coğrafi veri kullanımından elde edilen gelirlerin daha etkin bir şekilde vergilendirilmesi ve kamu gelirlerinin artırılmasıdır. Aynı zamanda, bu düzenleme veri güvenliğini artırmayı ve kötüye kullanımı engellemeyi hedefliyor.

5. Uyulmaması Halinde Yaptırımlar

  • Yeni vergi rejimine uymayan şirketler için ciddi para cezaları uygulanacak.

  • Vergilendirme süreçlerini ihlal eden veya gelirlerini gizleyen şirketler hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.


Şirketler İçin Tavsiyeler

  • Hukuk ve mali işler ekiplerinizi güçlendirin: Yeni düzenlemeye uygunluk sağlamak için uzmanlardan destek alın.

  • Veri politikalarınızı gözden geçirin: Verilerin toplama, işleme ve saklama süreçlerini yasal gerekliliklere uygun hale getirin.

  • Otomasyon sistemleri kullanın: Gelir raporlaması ve denetim süreçlerini hızlandırmak için teknolojik çözümlere yatırım yapın.


Son Söz

Yeni konum vergisi düzenlemesi, coğrafi veri ticareti yapan şirketler için önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu süreçte, şirketlerin yasalara uyum sağlaması kadar, veri kullanımına ilişkin etik kuralları da dikkate alması kritik önem taşıyor. Düzenlemenin sektör üzerindeki uzun vadeli etkilerini hep birlikte göreceğiz.


4.12.2024

Plaka Yenileme İşlemleri Artık e-Devlet Üzerinden Yapılabilecek!

Milyonlarca araç sahibini ilgilendiren önemli bir düzenleme hayata geçti. Resmi Gazete'de yayımlanan yeni yönetmelik, araç plaka yenileme işlemlerinde büyük bir değişiklik getirdi. Artık kaybolan, yıpranan veya yenilenmesi gereken plakalar için noter ve trafik şubelerinde sıra bekleme zorunluluğu sona eriyor. Araç sahipleri, bu işlemleri e-Devlet üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde tamamlayabilecek.

Eski Sistem: Zor ve Zaman Alıcı

Plaka yenileme işlemleri eski sistemde şu adımları içeriyordu:

  • Araç sahibi önce notere giderek plaka kaybını ya da yenileme talebini beyan ediyordu.
  • Noterden alınan onayla Trafik Şube Müdürlüğü’ne gidiliyor, işlemin resmileştirilmesi sağlanıyordu.
  • Şoförler Odası'na yapılan başvurunun ardından yeni plaka bastırılıyordu.

Bu süreç, zaman kaybı ve karmaşıklık nedeniyle ara
ç sahipleri için oldukça zahmetliydi.

Yeni Sistem: e-Devlet Üzerinden Kolaylık

Artık noter ve trafik müdürlüklerini ziyaret etmeden, yalnızca birkaç adımda plaka yenileme işlemleri tamamlanabilecek. Yeni sistemde yapılması gerekenler:

  1. e-Devlet Sistemine Giriş: Araç sahipleri T.C. kimlik numarası ve şifreleriyle sisteme giriş yapacak.
  2. Plaka Basım Talep Belgesi Oluşturma: Kayıp veya yenileme talebi için gerekli belge e-Devlet üzerinden düzenlenecek.
  3. Araç ve İletişim Bilgileri Güncelleme: Araç tescil bilgileri ve iletişim detayları kontrol edilip güncellenecek.
  4. Özet Tescil Bilgileri Raporu Alınması: Sistem üzerinden rapor oluşturularak işlem tamamlanacak.

Yeni Düzenlemenin Avantajları

Bu yenilikle birlikte araç sahipleri için birçok kolaylık sağlanıyor:

  • Zamandan Tasarruf: Noter ve trafik şubelerinde sıra bekleme süresi ortadan kalkıyor.
  • Daha Az Maliyet: Noter masrafları ve ek maliyetler azalıyor.
  • Kolay Erişim: İşlemler, internet erişimi olan herhangi bir yerden yapılabiliyor.
  • Hızlı İşlem Süreci: Tüm adımlar dijital ortamda kısa sürede tamamlanabiliyor.

Hangi Belgeler Gerekiyor?

Yeni sistemde, işlemleri gerçekleştirmek için gerekli olan belgeler şunlardır:

  • Plaka Basım Talep Belgesi: e-Devlet üzerinden otomatik olarak oluşturulacak.
  • Güncellenmiş İletişim Bilgileri
  • Araç Tescil Bilgileri Raporu: Sistem üzerinden alınacak.

2024 Plaka Değiştirme/Yenileme Ücreti Ne Kadar?

2024 yılı itibarıyla plaka değiştirme ücretlerine güncelleme gelmiştir. Noter araç devri ile plaka değiştirme ücreti 1.489,35 TL olarak güncellenmiştir. Yalnızca plaka değiştirmek isteyenler için ise ücret 1.024,35 TL olarak belirlenmiştir. e-Devlet üzerinden yapılacak işlemlerde henüz bir ücret bilgisi yok!


Sonuç

Bu düzenleme, dijitalleşmenin kamu hizmetlerindeki etkisini bir kez daha gösteriyor. Artık araç sahipleri, uzun prosedürlere gerek kalmadan plaka yenileme işlemlerini birkaç dakika içinde tamamlayabilecek. Hem zaman hem de maliyet açısından büyük kolaylık sağlayan bu yenilik, araç sahipleri için önemli bir avantaj sunuyor.

28.11.2024

Türkiye dolaşan sahte dolarlar ile alakalı durum nedir? Sahte dolar nasıl anlaşılır?


Son dönemde Türkiye'de sahte dolar vakalarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Özellikle 50 ve 100 dolarlık banknotlar, kalpazanların hedefi haline gelmiş ve piyasaya sürülmüştür. Bu sahte paraların tespit edilmesi, profesyonelce hazırlanmış olmaları nedeniyle oldukça zordur; hatta bazı para sayma makineleri ve mor ışık cihazları bile bu sahte paraları ayırt edememektedir.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB), bankalara gönderdiği uyarı yazısında, sahte 50 dolarlık banknotlarla dolandırıcılık girişimlerinin arttığını belirtmiştir. Bu durum, bankaların ve döviz bürolarının daha dikkatli olmasını gerektirmektedir. Özellikle İstanbul Kapalıçarşı gibi yoğun döviz işlemlerinin yapıldığı bölgelerde, sahte dolarların piyasaya sürülme girişimleri artmıştır.

Sahte dolarların Türkiye'ye genellikle Güneydoğu sınırından kaçak yollarla sokulduğu ve toplam tutarın milyar doları aşabileceği tahmin edilmektedir. Bu sahte paralar, profesyonel yöntemlerle üretildiğinden, gerçeğinden ayırt edilmesi oldukça güçtür.

Sahte Dolarları Tespit Etmek İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  1. Kağıt Kalitesi ve Dokusu: Gerçek doların kağıdı kendine özgü bir dokuya sahiptir. Parayı elinizle kontrol ederek farklı bir his olup olmadığını anlayabilirsiniz.

  2. Güvenlik Şeritleri ve Su İşaretleri: Dolar banknotlarında bulunan güvenlik şeritleri ve su işaretleri ışığa tutulduğunda net bir şekilde görülmelidir. Sahte paralarda bu detaylar eksik veya bulanık olabilir.

  3. Renk Değiştiren Mürekkep: Gerçek doların ön yüzündeki sağ alt köşede bulunan rakam, ışığa göre renk değiştirir. Bu özelliği kontrol edin.

  4. Kabartma Baskı: Gerçek doların bazı bölümlerinde kabartma baskı bulunur. Parmaklarınızla bu kabartmaları hissedebilirsiniz.

  5. Seri Numaraları: Banknot üzerindeki seri numaraları düzgün hizalanmış ve aynı renkte olmalıdır. Farklılıklar sahte olabileceğini gösterir.

  6. Mor Işık Kontrolü: Özel mor ışık altında gerçek doların bazı bölgeleri parlamalıdır. Ancak, bazı sahte paralar bu testi geçebildiğinden, tek başına yeterli bir yöntem değildir.

  7. Güvenilir Kaynaklardan Alışveriş: Döviz alım-satım işlemlerinizi sadece bankalar veya yetkili döviz büroları üzerinden gerçekleştirin. Tanımadığınız kişilerden veya merdiven altı yerlerden döviz almayın.

 Aşağıda, sahte dolarları algılamak için kullanılabilecek ek yöntemler bulunmaktadır:

1. UV (Mor Işık) ve IR (Kızılötesi) Kontrol

  • UV Işık: Gerçek doların belirli bölgeleri UV ışık altında parlamalıdır. Sahte paralarda bu özellik genellikle bulunmaz veya yanlıştır.
  • IR Kamera: Bazı banknotlarda kızılötesi algılayıcılarla görülebilecek gizli işaretler vardır. Bu özellik, özellikle daha profesyonel para kontrol makinelerinde kullanılır.

2. Mikroskop veya Büyüteç ile İnceleme

  • Mikroyazılar: Gerçek dolarların üzerinde çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük yazılar bulunur. Bu yazılar büyüteçle kolayca tespit edilebilir.
  • Desen ve Çizgiler: Banknot üzerindeki desen ve çizgilerin netliği, sahte olup olmadığını anlamada yardımcıdır. Sahte paralarda bu detaylar genellikle bulanık veya pikselli olur.

3. Isı Testi

  • Isıya Duyarlı Mürekkep: Gerçek doların bazı bölgelerindeki mürekkepler, ısı ile renk değiştirme özelliğine sahiptir. Sahte paralarda bu özellik yoktur.

4. Su Testi

  • Sahte paralar genellikle normal kağıttan yapıldığından, suya maruz kaldıklarında mürekkep akabilir veya kağıt zarar görebilir. Gerçek dolar özel pamuk ve keten karışımı bir materyalden yapıldığı için sudan etkilenmez.

5. Doku Testi

  • Elle İnceleme: Gerçek dolar, sıradan kağıttan daha lifli ve dayanıklı bir his verir. Sahte paralarda kullanılan kağıt genellikle daha ince veya düz bir yapıya sahiptir.

6. Ses Testi

  • Doları kıvırdığınızda çıkan ses de bir göstergedir. Gerçek dolar, özel kağıt yapısı sayesinde çıtırtılı bir ses çıkarır. Sahte paralarda bu ses genellikle daha yumuşak olur.

7. Manyetik Mürekkep Testi

  • Gerçek doların baskısında manyetik mürekkep kullanılır. Özel cihazlarla bu mürekkebin varlığı test edilebilir. Sahte paralarda bu özellik eksiktir.

8. Profesyonel Para Kontrol Kalemi

  • Para kontrol kalemleri doların kağıdının orijinal olup olmadığını test etmek için kullanılabilir. Kalemle yapılan işaretin rengi, kağıdın gerçekliğini gösterir.

9. Yüksek Çözünürlüklü Tarayıcı ile İnceleme

  • Sahte dolarlar, yüksek çözünürlükte tarandığında mikro yazılar ve desenlerdeki farklılıklar daha net görülebilir. Bu yöntem özellikle uzmanlar tarafından tercih edilir.

10. Uzman Değerlendirmesi

  • Eğer paranın sahte olduğundan şüphe ediyorsanız, bir bankaya veya yetkili bir finans kuruluşuna başvurarak uzman değerlendirmesi talep edebilirsiniz.

Bu yöntemler, sahte paraların tespit edilmesinde oldukça etkili olabilir. Ancak her durumda dikkatli ve şüpheci davranmak, olası dolandırıcılık girişimlerinden korunmanıza yardımcı olur.

Unutmayın, sahte paralarla karşılaşmamak için dikkatli ve bilinçli olmak esastır. Şüpheli bir durumla karşılaştığınızda, en yakın polis merkezine veya bankaya başvurmanız önemlidir.

Sosyal medyada ve internette dolaşan para sayma makilerinin kontrollerinden kolayca geçtiği iddia edilen videoları çok fazla yayılıyor. 

Bunu doğrulayan haber kanallarının linkleri aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=qmqCTCofBl4

https://www.youtube.com/watch?v=ogE7K2vVc7I

https://www.youtube.com/watch?v=S8T2NTegOPE

https://www.youtube.com/watch?v=uMGwMUditMc

https://www.youtube.com/watch?v=fKpE3rOoITM

https://www.youtube.com/watch?v=TuLBHKfkVVI&t=387s


26.11.2024

Yapay zeka daha önce düşünülenden dört kat daha fazla su kullanıyor

Yapay zekâ teknolojileri, hayatımızın pek çok alanında devrim yaratırken, çevresel etkileri de giderek daha fazla tartışılmaktadır. Özellikle yapay zekâ uygulamalarının su tüketimi, beklenenden çok daha yüksek seviyelere ulaşmıştır.

Yapay Zekâ ve Su Tüketimi

Yapay zekâ modellerinin eğitimi ve çalıştırılması, büyük miktarda enerji ve su tüketimini gerektirir. Veri merkezlerinde kullanılan sunucuların     
aşırı ısınmasını önlemek için soğutma sistemleri devreye girer ve bu sistemler genellikle su kullanır. Örneğin, popüler yapay zekâ sohbet robotu ChatGPT'nin her 20-50 soru-cevap oturumu için yaklaşık yarım litre su tükettiği belirtilmektedir. (NTV)

Çevresel Etkiler ve Endişeler

Yapay zekâ uygulamalarının su tüketimi, küresel su kaynakları üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Google'ın ABD'deki veri merkezlerinde 2021 yılında soğutma işlemleri için 12,7 milyar litre tatlı su tükettiği rapor edilmiştir. (Milliyet)

Bu durum, su kaynaklarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır.

Sürdürülebilir Çözümler

Yapay zekâ teknolojilerinin çevresel etkilerini azaltmak için çeşitli adımlar atılabilir:

  • Verimli Soğutma Sistemleri: Veri merkezlerinde su tüketimini minimize eden yenilikçi soğutma teknolojilerinin kullanılması.

  • Yenilenebilir Enerji Kaynakları: Yapay zekâ uygulamalarının enerji ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması.

  • Model Optimizasyonu: Daha az enerji ve su tüketen yapay zekâ modellerinin geliştirilmesi.

Sonuç

Yapay zekâ teknolojileri, sundukları faydaların yanı sıra çevresel etkileriyle de dikkat çekmektedir. Su tüketimi konusundaki bu beklenmedik artış, sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorunu işaret etmektedir. Bu nedenle, yapay zekâ uygulamalarının geliştirilmesi ve kullanımı sırasında çevresel etkilerin göz önünde bulundurulması ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır. 

Ayrıca korkulan oldu yapay zeka yoldan çıktı kendisi gibi çok su tüketen canlıları yok etme planı da yapabilir mi? Güzel bir bilim kurgu filmi konusu olmaz mı?

19.11.2024

Dijital Türk Lirası Nedir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dijital dönüşüm hedefleri doğrultusunda Dijital Türk Lirası (DTL) projesini başlatmıştır. Dijital Türk Lirası, fiziksel paranın dijital formunu temsil eden yenilikçi bir ödeme aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, Dijital Türk Lirası nedir, hangi avantajları sunar ve 2025 yılı itibarıyla hangi gelişmeler bizi bekliyor?

Dijital Türk Lirası Nedir?

Dijital Türk Lirası, TCMB tarafından geliştirilen ve mevcut Türk lirasının dijital formu olan bir merkez bankası dijital para birimidir (CBDC). DTL, finansal kapsayıcılığı artırmayı, kesintisiz ödeme altyapısı sunmayı ve dijital ekonomiye entegrasyonu kolaylaştırmayı hedefler.

Bu dijital para birimi, yalnızca bireylerin değil, kurumların ve işletmelerin de günlük finansal işlemlerini daha hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirmesini sağlar.

Dijital Türk Lirası’nın Öne Çıkan Özellikleri

  • Finansal Kapsayıcılık: Bankacılık hizmetlerine erişimi olmayan bireylerin sisteme dahil edilmesini kolaylaştırır.
  • Çevrimdışı Ödeme İmkânı: İnternet bağlantısının olmadığı bölgelerde bile işlemlerin sorunsuz yapılmasına olanak tanır.
  • Akıllı Sözleşmeler: Belirli şartlara bağlı ödemelerin otomatik gerçekleşmesini sağlar.
  • Güvenlik ve Gizlilik: Kullanıcıların verilerini korumak için ileri düzey şifreleme yöntemleri kullanılır.

Dijital Türk Lirası ile Kripto Para Arasındaki Farklar

Dijital Türk Lirası, TCMB tarafından desteklenen ve yasal çerçeveye sahip bir dijital para birimidir. Kripto paralardan farklı olarak merkezi bir yapıya sahiptir ve devlet güvencesi altındadır. Bu yönüyle, güvenilir bir ödeme aracı olarak öne çıkar.

2025’te Dijital Türk Lirası’nda Beklenen Yenilikler

2025 yılı, Dijital Türk Lirası’nın ikinci faz çalışmaları için kritik bir dönüm noktası olacak. Aşağıda bu çalışmalara dair detayları bulabilirsiniz:

  1. Yeni Katılımcılar ve Genişletilmiş Testler: Dijital Türk Lirası İş Birliği Platformu’na yeni katılımcılar eklenecek ve daha geniş kapsamlı pilot testler yapılacak.
  2. Çevrimdışı Ödeme Geliştirmeleri: Doğal afet gibi olağanüstü durumlarda kesintisiz finansal işlemlerin sağlanması hedefleniyor.
  3. Hukuki Altyapının Güçlendirilmesi: Dijital paranın yasal çerçevesini belirlemek üzere düzenlemeler tamamlanacak.
  4. Programlanabilir Ödemeler: İşletmeler ve bireyler için özelleştirilebilir ödeme sistemleri hayata geçirilecek.

Dijital Türk Lirası’nın Türkiye İçin Önemi

Dijital Türk Lirası, Türkiye’nin dijital ekonomiye entegrasyon sürecinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu proje, yalnızca finansal sistemde değil, genel ekonomik yapıda da bir dönüşümü temsil etmektedir. Kullanıcıların güvenli, hızlı ve yenilikçi ödeme yöntemlerine ulaşmasını sağlamak, TCMB’nin bu alandaki en önemli hedeflerinden biridir.

Sonuç olarak, Dijital Türk Lirası projesi, Türkiye’nin finansal teknolojilerdeki yerini güçlendirecek ve dijital ekonomiye uyum sürecini hızlandıracaktır.

18.11.2024

WhatsApp Topluluk Nedir?

WhatsApp, kullanıcı deneyimini sürekli geliştiren bir mesajlaşma platformu olarak, 2022 yılında "Topluluklar" özelliğini tanıttı. Bu özellik, benzer ilgi alanlarına sahip grupları tek bir çatı altında toplayarak iletişimi daha düzenli ve etkili hale getirmeyi amaçlıyor.

WhatsApp Topluluklarının Temel Özellikleri:

  • Birden Fazla Grubu Birleştirme: Topluluklar, farklı grupları tek bir yapı altında toplayarak, kullanıcıların ilgili tüm sohbetlere kolayca erişmesini sağlar.

  • Duyuru Grubu: Yöneticiler, topluluğun tamamına önemli bilgileri iletmek için özel bir duyuru grubu oluşturabilir.

  • Gelişmiş Yönetici Kontrolleri: Yöneticiler, topluluğa hangi grupların ve kullanıcıların dahil edileceğini belirleyebilir, böylece daha kontrollü bir iletişim ortamı oluşturabilir.

  • Gizlilik ve Güvenlik: WhatsApp, topluluklardaki tüm mesajların uçtan uca şifreleme ile korunduğunu belirterek, kullanıcıların güvenliğini ön planda tutar.

WhatsApp Toplulukları Nasıl Kullanılır?

Topluluklar özelliğini kullanmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

  1. WhatsApp'ı Güncelleyin: Öncelikle, uygulamanızın en son sürümünü kullandığınızdan emin olun.

  2. Topluluklar Sekmesine Erişin: Android cihazlarda sohbetlerin üst kısmında, iOS cihazlarda ise alt kısımda bulunan "Topluluklar" sekmesine dokunun.

  3. Yeni Topluluk Oluşturun: "Yeni Topluluk Oluştur" seçeneğini seçerek topluluğunuza bir ad ve açıklama ekleyin.

  4. Grupları Ekleyin: Mevcut gruplarınızı topluluğa ekleyebilir veya yeni gruplar oluşturabilirsiniz.

  5. Duyuru Grubu Oluşturun: Tüm topluluk üyelerine ulaşmak için bir duyuru grubu ekleyin.

WhatsApp Topluluklarının Avantajları:

  • Daha Düzenli İletişim: Farklı grupları tek bir yapı altında toplayarak, bilgi kirliliğini önler ve iletişimi daha düzenli hale getirir.

  • Kolay Erişim: Kullanıcılar, ilgili oldukları tüm gruplara tek bir yerden erişebilir.

  • Etkili Yönetim: Yöneticiler, topluluğun yapısını ve içeriğini daha etkili bir şekilde kontrol edebilir.

WhatsApp Topluluklar özelliği, özellikle okullar, iş yerleri, mahalleler veya ortak ilgi alanlarına sahip gruplar için ideal bir çözümdür. Bu özellik sayesinde, iletişim daha organize ve etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir.


12.11.2024

Türkiye'de Kayıt Dışı Cep Telefonları 2025 Yılında IMEI Kayıt Ücreti 45.614 TL

Türkiye'de son yıllarda hızla artan kayıt dışı cep telefonu kullanımı, ciddi vergi kayıplarına yol açarak ekonomik dengeyi sarsmaktadır. Kayıt dışı telefonların yarattığı 30 milyar TL’yi aşan vergi kaybı, yasal düzenlemelerin eksik kaldığı alanlarda karşımıza çıkıyor. Bu durum hem devletin gelir kaybına hem de yerli telefon sektöründe haksız rekabete yol açıyor.

Kayıt Dışı Telefonların Artış Sebepleri

Kayıt dışı cep telefonlarının artmasında birçok faktör rol oynamaktadır:

Yüksek vergi oranları: Telefonlara uygulanan vergi oranları bazı kullanıcıları alternatif yollara yönlendirmektedir.

Kaçak girişler: Özellikle yurt dışından getirilen telefonların kaydedilmemesi, kayıt dışı sayının artmasında önemli bir etkendir.

Ekonomik koşullar: Artan enflasyon ve ekonomik zorluklar, kullanıcıların daha ucuz ancak kayıt dışı cihazları tercih etmelerine yol açmaktadır.

Devletin Alabileceği Önlemler

Bu vergi kaybını önlemek adına devletin alabileceği bazı etkili önlemler mevcuttur:

Vergi İndirimi: Telefonlara uygulanan vergi oranlarının makul seviyelere çekilmesi, kullanıcıları kayıtlı telefon almaya teşvik edebilir.

Denetimlerin Artırılması: Gümrüklerde denetimlerin sıkılaştırılması ve ülkeye giren telefonların sıkı bir şekilde kayıt altına alınması önemlidir.

Dijital Takip Sistemleri: Kayıt dışı telefonların izlenmesini kolaylaştırmak için gelişmiş dijital takip sistemleri kullanılabilir.

Kayıt Dışı Telefonların Ekonomik Etkileri

Kayıt dışı telefonlar sadece vergi kaybına değil, aynı zamanda yerli telefon üreticilerinin de zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, rekabetin sağlıklı bir şekilde sürdürülememesi ile sonuçlanmakta ve teknoloji sektöründe yerli üretimin önüne geçmektedir.

Netgsm Abonelerine Erişim Engeli: Turkcell BTK Kararını Neden Uygulamıyor?

Yazıyı hem Turkcell hemde Netgsm Operatörü kullanan son kullanıcı olarak yazıyorum. Edindiğim bilgiler Netgsm Operatörünün sosyal medya hesaplarındandır.

Türkiye’de telekomünikasyon sektöründe bir ilke tanıklık ediyoruz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından alınan 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’na rağmen, Turkcell, Netgsm abonelerine sağlamakla yükümlü olduğu baz istasyonu erişim hizmetini vermemektedir. Peki, bu durum neden yaşanıyor ve biz aboneler olarak ne tür hak ihlalleriyle karşı karşıyayız?

Netgsm: Türkiye’nin 4. GSM Operatörü

Netgsm, Türkiye’nin ilk Full MVNO (Sanal Mobil Şebeke Operatörü) olarak uygun fiyatlı iletişim hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş, BTK onaylı bir operatördür. Abonelerine kesintisiz ve uygun fiyatlı iletişim sağlama gayretiyle hizmet verirken, baz istasyonu erişimi için Turkcell ile çalışmaktadır.

BTK’nın 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararı ve Turkcell’in Uygulamadığı Yükümlülük

BTK, 25 Ekim 2024’te aldığı karar ile Turkcell’in Netgsm abonelerine baz istasyonu erişim hizmeti sağlamaya devam etmesi gerektiğini hükmetmiştir. Ancak Turkcell, bu karara uymayarak 5 Kasım 2024’ten sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonuna erişimini engellemektedir. Bu engelleme, haberleşme özgürlüğümüzü sınırlarken Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124. maddesi ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Vatandaşlar Olarak Ne Yapmalıyız?

Bu konuda biz abonelerin haklarını savunması, iletişim özgürlüğümüzü korumamız açısından oldukça önemlidir. Bu tür erişim engellerinin karşısında sesimizi duyurmak ve BTK’nın kararlarının uygulanması için gerekli mercilere şikayetlerimizi iletmek, mağduriyetimizin giderilmesine katkı sağlayacaktır.

Sonuç Olarak

Uygun fiyatlı iletişim hizmeti hakkımız, Turkcell’in tek taraflı bir engeliyle sınırlanamaz. BTK’nın düzenlemeleri ve alınan kararlar, vatandaşların bu hizmetlerden sorunsuz yararlanabilmesi içindir. Bizler de kullanıcılar olarak haklarımızın takipçisi olmalı ve yaşanan mağduriyeti gidermek adına bu durumu yetkililere bildirmeliyiz. Örnek CİMER Dilekçe si aşağıda yazılmıştır. 

Kaynaklar

https://x.com/NET_GSM/status/1855698522986684546

https://x.com/denetlecomtr/status/1856002911702036691


CİMER Dilekçe Örneği

T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER)

Konu: BTK’nın 25.10.2024 Tarihli 2024/UK-ETD/412 Sayılı Kararının Turkcell Tarafından Uygulanmaması Nedeniyle Netgsm Abonelerinin Mağduriyeti

Sayın Yetkili,

Türkiye’nin 4. GSM operatörü olarak faaliyet gösteren Netgsm abonesi olarak, BTK’nın 25.10.2024 tarihli ve 2024/UK-ETD/412 sayılı Kurul Kararı’nın Turkcell tarafından halen uygulanmaması nedeniyle ciddi bir mağduriyet yaşamaktayım. Bu durum, haberleşme özgürlüğümüzü doğrudan kısıtlamakta ve BTK mevzuatına aykırılık teşkil etmektedir.

Bilindiği üzere, BTK’nın belirlediği kararlara göre Turkcell’in, sanal mobil şebeke hizmeti sunan Netgsm’e, baz istasyonu erişim hizmeti vermesi zorunludur. Ancak Turkcell, BTK’nın bu açık kararına rağmen, 5 Kasım 2024 tarihinden sonra Netgsm’e yeni abone olanların baz istasyonu erişimini kısıtlamaktadır. Bu durum, Anayasa’nın 22. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 124/1. maddesi ve BTK mevzuatına aykırı olup, vatandaşların uygun fiyatlı iletişim hizmetlerine erişimini engellemektedir.

İlgili operatörün ağır kusurlu bu eylemi nedeniyle, BTK İdari Yaptırımlar Yönetmeliği gereği idari para cezalarının uygulanması ve hukuk düzenine uymasının sağlanması, aksi takdirde yetkilendirmesinin feshi veya iptali için gerekli işlemlerin yapılması hususunda acil olarak gereğinin yapılmasını arz ederim. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi ve vatandaşlar olarak iletişim özgürlüğümüzün korunmasını talep ediyorum. 

8.11.2024

Siber Güvenlik: İnternet Kullanıcılarının Alması Gereken Temel Tedbirler

Dijital çağda internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bu dijital dünyada güvenliğimizi korumak her geçen gün daha zorlaşıyor. İnternette gezinirken bilinçli adımlar atmak, kişisel bilgilerinizi korumak ve siber saldırılardan kaçınmak için oldukça önemlidir. İşte her internet kullanıcısının siber güvenlik alanında alması gereken temel tedbirler:

1. Güçlü Şifreler Kullanın

  • Güçlü bir şifre, siber güvenliğin temelidir. Şifrelerinizi oluştururken:
  • Harf, rakam ve özel karakterler kullanarak karmaşık şifreler oluşturun.
  • Şifrelerinizin en az 10 karakter uzunluğunda olmasına özen gösterin.
  • Aynı şifreyi birden fazla hesapta kullanmayın.
  • Şifre yöneticileri kullanarak güçlü şifrelerinizi güvenle saklayabilirsiniz.

2. İki Faktörlü Kimlik Doğrulamayı Etkinleştirin

İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), hesabınıza erişimi daha güvenli hale getirir. Bu yöntem, oturum açarken bir şifreye ek olarak bir doğrulama kodu gerektirir. E-posta, sosyal medya ve bankacılık gibi önemli hesaplarınızda 2FA’yı etkinleştirin. Bu ek güvenlik adımı, bir şifrenin çalınması durumunda bile hesaplarınıza erişilmesini zorlaştıracaktır.

3. Güvenilir Olmayan Bağlantılara Tıklamaktan Kaçının

Siber saldırganlar, sahte bağlantılarla kullanıcıları oltaya düşürmeye çalışır. E-postalar, sosyal medya mesajları veya SMS yoluyla gelen ve tanımadığınız kaynaklardan gelen bağlantılara tıklamaktan kaçının. Phishing (oltalama) adı verilen bu saldırılarla, saldırganlar kişisel bilgilerinizi ele geçirebilir. Mesajın kaynağından emin değilseniz, bağlantıya tıklamadan önce doğrulama yapın.

4. Güncellemeleri İhmal Etmeyin

Cihazlarınızdaki yazılımları güncel tutmak, siber güvenlik için hayati önem taşır. Yazılım güncellemeleri, güvenlik açıklarını kapatmak ve cihazınızın performansını artırmak için yapılır. Özellikle işletim sistemi, tarayıcı ve antivirüs yazılımlarınızı düzenli olarak güncelleyin.

5. Güvenilir Antivirüs ve Güvenlik Yazılımları Kullanın

Antivirüs programları ve güvenlik yazılımları, bilgisayarınızı kötü amaçlı yazılımlardan korur. Güvenilir bir antivirüs programı edinerek düzenli taramalar yapın. Bu yazılımlar, şüpheli dosyaları algılayarak bilgisayarınıza zarar vermesini engelleyebilir.

6. Açık Wi-Fi Ağlarında Dikkatli Olun

Herkese açık Wi-Fi ağları, siber saldırganların en çok kullandığı yöntemlerden biridir. Açık Wi-Fi ağlarında oturum açarken kişisel bilgilerinizi paylaşmaktan kaçının ve bankacılık gibi hassas işlemler yapmayın. Mümkünse, bir VPN (sanal özel ağ) kullanarak bağlantınızı güvence altına alın.

7. Verilerinizi Yedekleyin

Dijital dünyada veri kayıpları ve saldırılar karşısında hazırlıklı olmak çok önemlidir. Önemli dosyalarınızı düzenli olarak harici bir diske veya bulut ortamına yedekleyin. Bu sayede, veri kaybı yaşadığınız durumlarda dosyalarınıza kolayca erişebilirsiniz.

8. Sosyal Medya Paylaşımlarınıza Dikkat Edin

Sosyal medyada fazla bilgi paylaşmak, kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelmenize neden olabilir. Konum bilgisi, özel hayatla ilgili ayrıntılar gibi kişisel bilgileri herkese açık profillerde paylaşmaktan kaçının. Ayrıca, gizlilik ayarlarınızı gözden geçirerek sadece güvenilir kişilerle bağlantı kurmaya özen gösterin.

9. E-posta Eklerine Dikkat Edin

Tanımadığınız kişilerden gelen e-posta eklerini açarken dikkatli olun. Siber saldırganlar, zararlı yazılımları e-posta yoluyla gönderebilir. Ekleri açmadan önce gönderenin kimliğini doğrulayın ve şüpheli bir e-posta varsa e-posta sağlayıcınıza bildirerek açmayın.

10. Kişisel Bilgilerinizi Korumayı İhmal Etmeyin

İnternette kişisel bilgilerinizi koruma konusunda hassas olun. Kimlik numarası, banka bilgileri gibi bilgilerinizi yalnızca güvenilir sitelerde ve güvenli bağlantılarda paylaşın. Bir web sitesinin güvenli olup olmadığını kontrol etmek için tarayıcı adres çubuğundaki kilit simgesine dikkat edin.

11. VPN Kullanımı ve Potansiyel Riskleri

Bazı internet kısıtlamalarını aşmak için VPN (Sanal Özel Ağ) kullanımı yaygın olsa da, VPN kullanmanın da bazı riskleri vardır. Özellikle yasaklı veya kısıtlı içeriklere erişim için VPN kullanımı, ülkedeki yasalara aykırı olabilir ve cezai yaptırımlara yol açabilir. Ayrıca, güvenilir olmayan VPN hizmetleri, verilerinizi üçüncü taraflarla paylaşarak gizliliğinizi riske atabilir. Bu nedenle, VPN kullanmadan önce hem güvenilir bir hizmet seçmeye hem de ülkenizdeki yasal düzenlemelere uygun hareket etmeye özen gösterin. Güvenlik ve gizlilik açısından, her zaman güvenilir, ücretli ve tanınmış VPN hizmetlerini tercih etmek en doğrusudur.


7.11.2024

2025'te Yurt Dışına Çıkışta Dijital Dönem: Harç Ödemelerinde Fiziki Pul Dönemi Sona Eriyor

2025 itibarıyla, yurt dışına çıkış yaparken kullanılan fiziki harç pulları tarihe karışıyor. Yeni düzenlemeye göre, yurt dışına çıkış harcı ödemeleri yalnızca dijital ortamda yapılabilecek. Bu değişim, çevre dostu bir yaklaşımı benimseyerek kağıt tasarrufuna katkı sağlamayı amaçlıyor. 2024 yılı sonuna kadar 500 TL karşılığında alınan harç pulları ise 10 Ocak 2025 tarihine kadar geçerliliğini sürdürecek.

Yeni düzenlemeyle yurt dışına çıkış harcı, eskiden olduğu gibi havalimanı veya limanlardaki harç pulu satış noktalarından alınmayacak. Harç ödemeleri artık vergi daireleri, mal müdürlükleri, defterdarlık muhasebe müdürlükleri, gümrük saymanlıkları, yetkili bankalar ve PTT veznelerinden dijital olarak yapılabilecek. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından sunulan Dijital Vergi Dairesi ve GİB mobil uygulamaları, yurt dışına çıkış harcı ödemelerini kolaylaştırmak için kullanıcıların hizmetine sunulacak. Ayrıca, yetkili bankaların internet bankacılığı ve mobil uygulamaları üzerinden de bu ödemeler gerçekleştirilebilecek.

Bu elektronik ödeme sistemi, yapılan harç ödemelerinin sistem üzerinden kolayca kontrol edilmesine olanak tanıyor. Harç ödendiğinde, ödeme bilgileri otomatik olarak sistemde işlenecek ve çıkış yapan yolcular, herhangi bir fiziki pulu yanlarında taşımak zorunda kalmayacak. Bu düzenleme, hem kağıt kullanımını azaltarak çevreye katkı sağlıyor hem de işlemleri daha hızlı ve kolay hale getiriyor.

Kaynak: https://www.gib.gov.tr/gibmevzuat

31.10.2024

Gelir İdaresi Başkanlığı ÖKC Harici Donanım ve Yazılım Haberleşme Protokolü GMP-3 nedir?

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ÖKC-Harici Donanım ve Yazılım Haberleşme Protokolü, GMP-3 (GİB Mali Protokol - 3), Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar (ÖKC) ile GİB arasında yapılan veri iletişiminin standartlarını belirleyen bir protokoldür. 

Bu protokol, ÖKC cihazlarının harici donanımlar ve yazılımlarla uyumlu ve güvenli bir şekilde haberleşmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. 

GMP-3, özellikle mali verilerin güvenilir şekilde aktarılması ve saklanması için geliştirilmiş bir protokoldür ve ÖKC kullanıcıları ile GİB arasındaki veri akışını düzenler.

GMP-3 Protokolünün Temel Özellikleri ve İşlevleri

Mali Bilgi Aktarımı ve Güvenliği

GMP-3, ÖKC cihazlarından elde edilen mali bilgilerin, GİB sunucularına güvenli bir şekilde aktarılması için şifreleme ve kimlik doğrulama gibi güvenlik standartlarını içerir. Bu sayede verilerin bütünlüğü ve gizliliği korunur.

Standart Veri Yapısı (JSON ve XML Formatları)

Protokol, veri alışverişinde standart veri yapılarını kullanır. JSON ve XML gibi yapılandırılmış veri formatları, cihazlar ve GİB arasında veri aktarımının sorunsuz olmasını sağlar.

Gerçek Zamanlı Veri Gönderimi

GMP-3, verilerin gerçek zamanlı veya belirli periyotlarla GİB sunucularına aktarılmasını zorunlu kılar. Bu özellik, yapılan her işlemin anlık olarak iletilmesini sağlar ve mali kayıtların güncel tutulmasına yardımcı olur.

Online ve Offline Veri Depolama Desteği

Protokol, internet bağlantısının kesildiği durumlarda işlemlerin yerel olarak ÖKC cihazında kaydedilmesine ve bağlantı sağlandığında GİB’e toplu olarak iletilmesine olanak tanır. Bu sayede, bağlantı sorunları nedeniyle verilerin kaybolması engellenmiş olur.

Geriye Dönük Kayıt ve Raporlama

GMP-3, ÖKC cihazlarının geçmişe dönük mali verileri saklayarak GİB tarafından gerektiğinde denetim ve raporlama yapılmasını kolaylaştırır. Bu veriler, ilgili cihazda belirli bir süre boyunca saklanır ve GİB erişimine açık hale getirilir.

Harici Donanım ve Yazılım Entegrasyonu

Protokol, ÖKC cihazlarının yazıcı, barkod okuyucu gibi harici cihazlarla uyumlu çalışabilmesini sağlar. Ayrıca, muhasebe ve stok yönetimi gibi harici yazılımlarla veri paylaşımı yapılmasını destekler.

Gelir İdaresi Başkanlığı ile Uyumlu Çalışma

GMP-3 protokolü, ÖKC cihazlarının GİB sistemlerine tam uyumlu olarak çalışmasını sağlar. GİB ile yapılan tüm mali veri paylaşımlarında bu protokol kullanılır ve vergi denetimi süreçlerini kolaylaştırır.

GMP-3 Protokolünün Faydaları

Güvenli Veri İletimi: Mali verilerin güvenilir bir şekilde GİB’e aktarılmasını sağlayarak vergi güvenliğini arttırır.

Kolay Denetim ve Raporlama: GİB’e aktarılan anlık veriler sayesinde denetim süreçleri hızlanır.

Veri Kaybını Önleme: Bağlantı sorunlarında verilerin cihazda saklanmasını sağlayarak bilgi kaybını engeller.

Esneklik: Harici donanımlar ve yazılımlarla uyumluluğu artırarak işletmelerin mevcut sistemleri ile entegrasyonu kolaylaştırır.

GMP-3 protokolü, Yeni Nesil ÖKC cihazlarının hem güvenli hem de vergi uyumlu olmasını sağlar. 

GMP-3 Protokolü Hakkında Sık Sorulan Sorular

Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlar (ÖKC) kullanan işletmeler için geliştirilen GMP-3 Protokolü, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ile güvenli veri iletişimini sağlıyor. Peki, bu protokol hakkında işletmelerin en çok merak ettiği konular neler? İşte GMP-3 Protokolü hakkında sıkça sorulan sorular ve yanıtları!

1. GMP-3 Protokolü Nedir?

GMP-3 (GİB Mali Protokol - 3), ÖKC cihazları ile Gelir İdaresi Başkanlığı arasında gerçekleşen mali veri alışverişini güvenli ve düzenli hale getiren bir protokoldür. İşlem ve satış bilgilerini anlık veya periyodik olarak GİB’e aktaran bu protokol, vergi uyumunu ve şeffaflığı destekler.

2. Kimler GMP-3 Protokolü Kullanmak Zorunda?

Türkiye’de ÖKC cihazı kullanan tüm işletmeler GMP-3 protokolünü kullanmak zorundadır. Bu protokol, işletmelerin vergi yükümlülüklerini yerine getirmesi ve GİB ile uyumlu çalışmasını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir.

3. GMP-3 Protokolü Üzerinden Hangi Veriler Paylaşılıyor?

ÖKC cihazlarında yapılan tüm satış işlemleri, fiş kesme bilgileri ve işlem detayları GMP-3 aracılığıyla GİB sistemine iletilir. Böylece işletmelerin mali bilgileri anlık olarak denetim için kullanılabilir.

4. GMP-3 Protokolü Hangi Veri Formatlarını Kullanıyor?

Veri alışverişi için JSON ve XML formatları kullanılır. Bu formatlar, verilerin uyumlu ve yapılandırılmış bir şekilde aktarılmasını sağlar, böylece her iki sistemin verileri hızlıca işlemesi mümkün olur.

5. GMP-3 Protokolünde Veri Güvenliği Nasıl Sağlanıyor?

Protokolde, veri iletiminde şifreleme ve kimlik doğrulama gibi güvenlik önlemleri alınır. SSL/TLS gibi güvenlik standartları kullanılarak veriler güvenli bir ortamda iletilir, bu da veri güvenliğini garanti eder.

6. İnternet Olmadığında GMP-3 Protokolü Nasıl Çalışır?

Eğer internet bağlantısı yoksa, ÖKC cihazları işlemleri hafızasında saklar ve bağlantı sağlandığında bekleyen verileri GİB’e toplu olarak iletir. Bu özellik, internet kesintilerinde bile verilerin kaybolmamasını sağlar.

7. GMP-3 Protokolünün İşletmelere Faydaları Neler?

  • Güvenli Veri Aktarımı: Tüm mali işlemler şifreli olarak güvenle iletilir.
  • Vergi Uyumu: İşletmelerin vergi mevzuatına uygun çalışmasını sağlar.
  • Denetim Kolaylığı: GİB anlık verilere erişebildiği için denetimler daha hızlı yapılır.
  • Esneklik: Harici cihaz ve yazılımlar ile kolayca entegre edilebilir.

8. GMP-3 Protokolü Güncellemeleri Nasıl Yapılır?

GİB tarafından belirlenen güncellemeler, ÖKC cihaz üreticileri tarafından düzenli olarak sağlanır ve cihazlara yüklenir. Bu güncellemeler, güvenlik açıklarını kapatmak ve uyumluluğu sağlamak için oldukça önemlidir.

9. GMP-3 Protokolü Kullanmanın Ek Maliyeti Var mı?

Evet, cihazların protokolle uyumlu hale getirilmesi ve güncellenmesi maliyet getirebilir. Ancak, bu yatırımların vergi uyumu ve denetim süreçlerinin hızlanması açısından fayda sağladığını unutmamak gerekir.

10. GMP-3 Protokolü ile Diğer Cihazlar Bağlanabilir mi?

GMP-3, barkod okuyucu, yazıcı gibi harici cihazlar ile uyum sağlar. Bu da işletmelere esneklik sunarak mevcut donanımlarıyla verimli çalışmayı mümkün kılar.

Sonuç olarak, 

GMP-3 Protokolü, işletmelere hem güvenli bir veri aktarım süreci sunar hem de vergi uyumunu kolaylaştırır. Bu protokol hakkında daha fazla bilgi almak, özellikle vergi düzenlemelerine uyum açısından önemli bir adım olabilir.

POS Cihazı Kullanımında Güncel Düzenlemeler


Toptan ve Perakende Satış İçin Bilmeniz Gerekenler

POS cihazları, ticari işlemlerde ödemeleri kolaylaştıran önemli bir araçtır. Ancak son düzenlemelerle birlikte, POS cihazlarının kullanımı konusunda bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu yazıda, toptan ve perakende satış yapanların yanı sıra serbest meslek sahiplerinin bu değişikliklerden nasıl etkilendiğine dair bilgiler sunacağım.

Toptan Satış Yapanlar İçin Durum

Toptan satış yapan işletmeler, fatura düzenlemeleri halinde, mevcut seyyar EFT/POS cihazlarını kullanmaya devam edebilirler. Bu durumda herhangi bir sınırlama ya da zorunluluk bulunmamaktadır. Yani, toptancıların EFT/POS cihazları ile ilgili ekstra bir düzenleme yapmalarına gerek yoktur.

Perakende Satış Yapanlar İçin Yeni Düzenleme

Perakende satış yapan işletmeler için ise süreç artık farklı bir yöne evrilmiş durumda. Perakende sektöründeki satıcılar, mevcut seyyar EFT/POS cihazlarını iade etmeli ve yerine EFT/POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC (Ödeme Kaydedici Cihaz) kullanmaya başlamalıdır. Bu değişiklik, işletmelerin ödeme işlemlerini daha güvenli ve izlenebilir hale getirmeyi hedefliyor.

Serbest Meslek Sahipleri İçin Özel Durum

Serbest meslek sahipleri için ÖKC (Ödeme Kaydedici Cihaz) kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak, serbest meslek makbuzu düzenlenmesi durumunda tahsilat için seyyar EFT/POS cihazı kullanılabilir. Bu konuda serbest meslek sahiplerinin endişe etmesi gereken bir engel veya zorunluluk söz konusu değildir.

Bu düzenlemeler doğrultusunda işletmelerin POS cihazı kullanımını güncellemeleri gerekmektedir. Özellikle perakende satış yapanların yeni düzenlemeye dikkat etmeleri önemlidir, aksi takdirde yaptırımlarla karşılaşma riski olabilir. Toptan satış yapanlar ve serbest meslek sahipleri ise mevcut düzenlemeler dahilinde işlemlerini sürdürebilirler.

Kaynaklar:

https://ynokc.gib.gov.tr/Home/SSS#

https://ynokc.gib.gov.tr/Home/Mevzuat?topic=YEN%C4%B0%20NES%C4%B0L%20%C3%96DEME%20KAYDED%C4%B0C%C4%B0%20C%C4%B0HAZ%20(YN%20%C3%96KC)%20MEVZUATI

https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=9&MevzuatNo=38439&MevzuatTertip=5

https://www.ozdogrular.com.tr/v1/tr/component/k2/item/13697-eft-pos-uyumlu-yeni-nesil-%C3%B6deme-kaydedici-cihaz-%C3%B6kc-kullanma-mecburiyeti

https://www.ozdogrular.com/v1/content/view/54700/178/


24.10.2024

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Nedir? Gider olarak muhasebeleştirme konusu nasıl olacak?

Günümüzde, işletmelerin yakıt giderlerini kontrol altına almak ve ticari faaliyetlerini daha şeffaf bir şekilde yürütmek için çeşitli teknolojiler kullanılmaktadır. Bu teknolojilerden biri de Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS)'dir. UTTS, ticari araçların yakıt alımlarını düzenlemek ve kayıt altına almak için geliştirilen bir sistemdir. Peki, UTTS nedir, nasıl çalışır ve işletmelere ne gibi avantajlar sağlar? Gelin, bu soruların yanıtlarını birlikte keşfedelim.

UTTS Nedir ve Amacı Nedir?

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi, Türkiye'de ticari araçların yakıt alımlarının dijital ortamda izlenmesini sağlayan bir sistemdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından düzenlenen ve zorunlu hale getirilen UTTS, akaryakıt istasyonlarındaki yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarla (YN Pompa ÖKC) entegre çalışarak, ticari araçların yakıt tüketimini kayıt altına alır. Bu sistemin temel amacı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmek, vergi güvenliğini artırmak ve yakıt alım süreçlerinin şeffaflığını sağlamak olarak özetlenebilir.

UTTS Nasıl Çalışır?

UTTS, Taşıt Tanıma Birimi (TTB) ve Taşıt Tanıma Okuyucu Cihazı (TTO) gibi unsurlarla çalışır. Ticari araçların yakıt depo girişine monte edilen TTB, araç plaka bilgilerini ve yakıt alım bilgilerini hafızasında tutar. TTO ise, bu bilgileri akaryakıt istasyonundaki YN Pompa ÖKC'ye ileterek, yakıt alım sürecini otomatik olarak kayıt altına alır. Böylece, yakıt alım işlemleri sırasında aracın plaka bilgisi ve tüketilen yakıt miktarı doğrudan sisteme aktarılır ve belgelenir.

UTTS'nin Avantajları Nelerdir?

UTTS, hem devlet kurumları hem de ticari işletmeler için çeşitli avantajlar sunar:

  • Vergi Avantajı: Ticari araçların yakıt giderlerinin vergi indirimlerinden yararlanarak muhasebeleştirilebilmesi için UTTS kullanımı zorunludur. Bu sayede, işletmeler yakıt giderlerini resmi olarak belgeleyerek vergi avantajlarından faydalanabilir.
  • Yakıt Tüketim Kontrolü: UTTS, araçların yakıt tüketimlerinin izlenmesini kolaylaştırır. Özellikle büyük filoya sahip işletmeler, yakıt giderlerini daha verimli bir şekilde kontrol altına alabilir.
  • Şeffaflık ve Denetim: UTTS sayesinde yakıt alım süreçleri dijital ortamda kayıt altına alınır. Bu durum, olası vergi denetimlerinde belgelerin güvenilirliğini artırır ve işletmelerin şeffaf bir şekilde faaliyet göstermesine katkı sağlar.

UTTS Zorunluluğu Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Tebliğe göre, 31 Aralık 2024 tarihine kadar ticari araçların UTTS'ye dahil olmaları ve araçlarına TTB takmaları gerekmektedir. 1 Temmuz 2025 itibarıyla ise, yeni kaydedilen araçların UTTS'ye dahil olması şartı bulunmaktadır. UTTS kapsamında düzenlenmeyen yakıt alım belgeleri, Vergi Usul Kanunu’na göre geçersiz sayılmakta ve bu durumda işletmelerin yakıt giderlerini muhasebeleştirmeleri mümkün olmamaktadır.

UTTS'nin İşletmelere Sağladığı Kolaylıklar

UTTS, ticari işletmelerin yakıt giderlerini daha etkin bir şekilde yönetmesine yardımcı olur. Özellikle büyük filo yöneten şirketler için yakıt alımlarının düzenli bir şekilde izlenmesi ve analiz edilmesi, maliyet tasarrufu sağlar. Ayrıca, UTTS'nin sağladığı dijital kayıtlar sayesinde, yakıt tüketimiyle ilgili veriler hızlıca raporlanabilir ve analiz edilebilir.

Sonuç: İşletmeler İçin UTTS'nin Önemi

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS), ticari araçların yakıt alımlarını kayıt altına alarak vergi süreçlerinin daha düzenli ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlayan önemli bir sistemdir. Ticari faaliyetlerini düzenli bir şekilde sürdürmek isteyen işletmeler için UTTS'ye geçiş yapmak ve sistemin sunduğu avantajlardan yararlanmak büyük önem taşır.

Yakıt tüketimini daha iyi kontrol etmek ve resmi yükümlülüklere uyum sağlamak için UTTS, işletmelere güvenilir bir çözüm sunar.

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) Tebliğine göre, "Mevcutta bulunan Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) ile aynı şey değildir. Ticari olan araçlarla alınan yakıtların muhasebeye gider olarak yazılabilmesi için UTTS sisteminin takılması zorunludur." ifadesinin doğruluğunu ve dayanağını değerlendirmek için ilgili tebliğin bazı maddelerine dikkat edilmesi gerekir:

Vergi Usul Değerlendirmesi:

UTTS'nin Zorunluluğu:

Tebliğin Madde 4(1)'ine göre, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 257. maddesi çerçevesinde, akaryakıt istasyonlarında UTTS'nin kurulması zorunlu hale getirilmiştir. Bu kapsamda, akaryakıt alım süreçlerinin UTTS aracılığıyla kayıt altına alınması gerekmektedir.

TTB ve TTO Zorunluluğu:

Madde 6(1), kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan ticari taşıtlara UTTS kapsamında Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu zorunluluk, yakıt alım süreçlerinin UTTS sistemi aracılığıyla izlenmesini sağlar.

Belge Düzeni ve Vergi Usul Kanunu:

Madde 8(3), UTTS kapsamında düzenlenmeyen belgelerin, Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesine göre vergi kanunları bakımından geçersiz sayılacağını belirtir. Bu da, UTTS sistemi kullanılmadan yapılan yakıt alımlarının resmi olarak gider kaydedilemeyeceği anlamına gelir.

Sonuç:

Bu maddelere dayanarak, ticari araçlar için yakıt alımlarının gider olarak muhasebeleştirilebilmesi için UTTS kullanımı zorunludur. Mevcut Taşıt Tanıma Sistemi (TTS) ile UTTS'nin farklı olmasının yanı sıra, UTTS'nin özellikle ticari araçların yakıt alımlarının kayıt altına alınması ve resmi belgelenmesi açısından zorunlu bir uygulama olduğu anlaşılmaktadır. Bu zorunluluk, Tebliğ'deki yukarıda belirtilen maddelerle açıklanmaktadır.

Güncelleme: 05.12.2024









Başvuru: https://utts.gov.tr/basvuru?type=tasit-sahibi

Kaynak: https://utts.gov.tr/mevzuat

31.07.2024

Elektrikli mi? Hibrit mi? Yoksa Hidrojen Yakıtlı Araba mı Daha İyi? Hangisini Seçmeli? (Yapay Zeka yazdı)

Günümüzde otomobil teknolojisi hızla evrim geçiriyor. Geleneksel içten yanmalı motorlardan elektrikli, hibrit ve hidrojen yakıtlı araçlara geçiş süreci devam ediyor. Peki, bu üç teknoloji arasından hangisi en iyisi? Bu sorunun cevabını bulmak için her bir teknolojinin tarihçesine, avantajlarına ve dezavantajlarına yakından bakalım.

Elektrikli Araçlar (EV)

Tarihçe: Elektrikli araçlar, aslında içten yanmalı motorlardan önce geliştirildi. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında elektrikli arabalar oldukça popülerdi. Ancak, içten yanmalı motorların daha ekonomik ve pratik olması nedeniyle elektrikli araçlar geriledi. 21. yüzyılın başlarında, çevre bilincinin artması ve batarya teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte elektrikli araçlar yeniden popülerlik kazandı.

Olumlu Yönleri:

  • Çevre Dostu: Sıfır emisyon ile çalışırlar ve karbon ayak izini azaltırlar.
  • Düşük İşletme Maliyeti: Elektrik, benzin veya dizelden genellikle daha ucuzdur ve daha az bakım gerektirir.
  • Sessiz Çalışma: Elektrikli motorlar çok sessiz çalışır, bu da daha az gürültü kirliliği demektir.

Olumsuz Yönleri:

  • Batarya Sorunları: Batarya maliyetleri yüksek ve ömürleri sınırlıdır. Şarj süreleri de halen birçok kullanıcı için bir sorun teşkil ediyor.
  • Şarj Altyapısı: Her ne kadar genişlese de, şarj istasyonu ağı hala yeterince yaygın değil.

Hibrit Araçlar

Tarihçe: Hibrit araçlar, hem içten yanmalı motor hem de elektrik motoru kullanarak daha verimli ve çevre dostu bir sürüş sunmayı amaçlar. İlk ticari hibrit araç, 1997 yılında piyasaya sürülen Toyota Prius'tur. Bu teknoloji, içten yanmalı motorların uzun menzil avantajı ile elektrikli motorların çevre dostu özelliklerini bir araya getirir.

Olumlu Yönleri:

  • Yakıt Verimliliği: Özellikle şehir içi trafikte düşük hızlarda elektrik motorunu kullanarak yakıt tüketimini azaltır.
  • Çevreye Duyarlı: Düşük emisyonlu ve daha az fosil yakıt tüketir.
  • Menzi̇l: İçten yanmalı motor sayesinde daha uzun menzillere ulaşabilirler.

Olumsuz Yönleri:

  • Karmaşıklık: İki farklı motor sistemini barındırdığı için daha karmaşıktır ve bakım maliyetleri daha yüksek olabilir.
  • Ağırlık: Ekstra batarya ve motor, aracın ağırlığını artırarak performansı olumsuz etkileyebilir.

 

Hidrojen Yakıtlı Araçlar

Tarihçe: Hidrojen yakıt hücreleri, 1960'larda uzay programlarında kullanılmıştır. Otomotiv sektöründe ise 21. yüzyılın başlarından itibaren daha fazla ilgi görmeye başladı. Toyota Mirai gibi modeller, hidrojen teknolojisinin önde gelen örneklerindendir.

Olumlu Yönleri:

  • Hızlı Yakıt Doldurma: Hidrojen dolumu, benzin veya dizel doldurmak kadar hızlıdır.
  • Uzun Menzil: Bir depo hidrojenle uzun mesafeler kat edilebilir.
  • Sıfır Emisyon: Sadece su buharı emisyonu ile son derece çevre dostudur.

Olumsuz Yönleri:

  • Altyapı Eksikliği: Hidrojen dolum istasyonları çok sınırlıdır.
  • Maliyet: Hidrojen üretimi ve depolanması halen oldukça maliyetlidir.
  • Güvenlik: Hidrojen son derece yanıcı bir gaz olduğundan güvenlik önlemleri sıkı olmalıdır.

Sonuç: Hangi Teknoloji En İyisi?

Her üç teknolojinin de kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Ancak, çevre dostu ve sürdürülebilir bir gelecek için en umut verici teknolojinin elektrikli araçlar olduğunu söylemek mümkün. Batarya teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler ve artan şarj altyapısı, elektrikli araçları her geçen gün daha cazip hale getiriyor.

Sebebi: Elektrikli araçlar, sıfır emisyon ile çevre dostu bir alternatif sunarken, işletme maliyetlerinin düşük olması ve bakım ihtiyaçlarının az olması kullanıcılar için ekonomik avantajlar sağlar. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynakları ile şarj edilebilmeleri, fosil yakıt bağımlılığını azaltarak daha sürdürülebilir bir enerji geleceği oluşturur.

Sonuç olarak, bireysel ihtiyaçlara ve kullanım alanlarına göre seçim yapmanız gerekse de, genel anlamda elektrikli araçların geleceğin teknolojisi olduğu söylenebilir. Hibrit ve hidrojen yakıtlı araçlar da belirli koşullarda cazip seçenekler sunabilir, ancak uzun vadede elektrikli araçların liderliği ele geçirmesi muhtemeldir.

Yukarıdaki yazı yapay zeka ile yazıldı. Benim şahsi görüşüm geleceğin Hidrojen Yakıtlı Araçlar olması yönünde çünkü elektrikli araçlar çevre dostu yalanının patlayacağı gibi garip düşüncelerim var…

10.11.2020

IBM’in ücretsiz dijital eğitim platformu Open P-TECH artık Türkçe

IBM’in ücretsiz dijital eğitim platformu olan Open P-TECH  türkçe desteği geldi. Eğitim Platformu herkese yapay zeka, bulut bilişim ve siber güvenlik ve daha bir çok konu ile ilgili eğtimler veriyor.

IBM’in bu 2020 yılının ilk yarısında Türkiye’de kullanıma sunduğu dijital eğitim platformu Open P-TECH Platform gençleri ve eğitimcileri, yapay zeka, bulut bilişim ve siber güvenlik gibi teknolojiler ile tanıştırmanın yanı sıra, tasarım odaklı düşünme, çeviklik gibi profesyonel beceriler konusunda bilgilendirmek amacıyla kullanıma sunuldu. 

Bu teknik ve profesyonel beceriler, ayrıca “yeni yaka meslekler” olarak adlandırılan doğru becerilere sahip olmanın; belirli bir diplomaya sahip olmaktan daha önemli olduğu iş kollarını da kapsıyor.

20 farklı ekonomideki iş gücü trendlerini konu alan İşin Geleceği Raporu, 2022 yılında tüm işlerin yüzde 42’sinin önemli ölçüde değişeceğinin ve analitik veya tasarım odaklı düşünme gibi yeni beceriler ile karmaşık sorun çözme gibi teknik olmayan becerilerin gerekeceğinin altını çiziyor.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan rapora göre; bu gereksinimin karşılanması için hem kamu sektöründen hem de özel sektörden iş ortaklarının, öğrencileri yeni becerilerle donatmak üzere bir araya gelerek ortak hareket etmeleri gerekiyor.

Bu yeni beceriler arasında 21’inci yüzyıl ekonomisinde rekabet edebilmek için gerekli olan eleştirel düşünme, sorun çözme, iletişim ve iş birliği gibi akademik, teknik ve profesyonel yetkinlikler yer alıyor.

İş dünyasının ihtiyacı olan bu beceri ve yetkinlikleri karşılamak isteyen IBM, 2020 yılında Open P-TECH’i kullanıma sundu. Platformun fark yaratan başlıca özellikleri arasında Türkiye’de ve tüm dünyada ücretsiz olarak kullanılabilir olması ve öğrencilerin aldığı eğitimin tamamlandığını gösteren, tüm dünyada tanınan dijital rozet sistemi sunması yer alıyor. IBM Hibrit Bulut teknolojisi üzerine kurulan Open P-Tech; üçüncü partiler tarafından sağlanan mikro hizmetler aracılığıyla da kullanıcılarına, kolay oturum açma ve farklı eğitim içeriklerinden de faydalanma olanağı sağlıyor.

Herkesin kullanımına açık ve ücretsiz olan platforma, ptech.org/tr/ linki üzerinden ulaşılabiliyor.

Kaynak: https://www.teknotalk.com/ibmin-ucretsiz-dijital-egitim-platformu-open-p-tech-artik-turkce-79351/