18.04.2016

Çocuğunuz böyle tuzağa düşürülüyor


Çocuğunuz böyle tuzağa düşürülüyor

Türkiye bir süredir çocuk tacizlerini ve tecavüzlerini tartışıyor. Tartışmalar sürdükçe de dehşet verici yeni olaylar ortaya çıkıyor.

Facebook'ta özellikle çocukların ilgi gösterdiği "Avataria" adlı bir oyunda, küçük çocukların tuzağa düşürülerek taviz edildiği ortaya çıktı.


Olay, bir Ekşi Sözlük yazarının, 9 yaşındaki yeğenini oyun oynarken takip etmesiyle ortaya çıktı. Yaşadığı tecrübeyi Ekşi Sözlük'ten paylaşan yazar, ailelere de sitem ederek "Nasıl farkında olmazsınız, nasıl ilgilenmezsiniz neyi - nasıl kullandıklarıyla? Nasıl kontrol etmezsiniz? Nasıl farkında olmazsınız tehlikenin! Allah kahretsin, nasıl?!!" diye yazdı.
İşte Ekşi Sözlük'te büyük tartışmalara neden olan o paylaşım:

"9 yaşında bir yeğenim var. genelde gün içinde minimum 1 saat internete girme hakkı vermiş ebeveynleri. O da her çocuk gibi, Facebook'ta arkadaşlarıyla sohbet ediyor. (zira nedenini bilmediğim, anlamadığım ve asla anlayamayacağım bir biçimde hemen hemen her çocuğun bir Facebook adresi mevcut.)

Dün internetteyken yanına oturup neler yaptığına bakmak istedim. Benim yarım aklımda bir çocuk Facebook'ta en fazla bebek giydirip, araba yarışı falan oynar çünkü. Ekranda "Avataria" diye bir oyun açık, bir sürü avatar oradan oraya yürüyerek "sew olmak isteyen", "benim evde parti var hadi aşkım gel" yaza yaza dolaşıyor. Önce onları oyun içerisinde bağımsız hareket eden "bot" hesaplar sandım. Sonra biraz daha yakından bakınca, kişilerin birbiri ile gayet anlamlı bir biçimde iletişim kurduğunu fark ettim. Hem de ne iletişim!

Yeğenime bana oyunu anlatmasını, beğenirsem oynayabileceğimi ve ona ihtiyacı olan can, hamle ya da malzeme vs yardımı yapabileceğimi söyledim. Bizim kafa kalmış tabii "çiftlik - candycrash" oyunlarında."Burada" dedi, "güzel giyiniyorsun. Görevler var onları yapıyorsun, sonra kulübe gidip kendine bir sevgili buluyorsun." Tam o sırada yanına bir avatar gelip, onunla "evlenmek" istediğini söyledi. Allah'ım bizimki bir panik, bir mutlu! Dedim "tanıyor musun?" "hayır", dedi. "Tanışacağız..."
Şöyle arkama yaslanıp yeğenimin yüzüne baktım. O heyecanla klavyeye abanmış yazmakla meşguldü. 9 yaşında lan daha 9!


Neyse vesselam, karşıdaki şahıs, yeğenime sorular soruyor. "Nerde okuyorsun, kaç yaşındasın" vs. Bizimki de cevap veriyor. Bizimki yazıyor "9 yaşndym..." Karşıdan cevap geliyor: "Demek 9 yaşındasın. Ben de 11 yaşındayım"

"Bir dakika" dedim, bu kişi 11 yaşındaysa, ben henüz doğmadım!
Hemen pc başından kaldırdım yeğenimi. Kendi Facebook hesabımı açtım, oyunu buldum ve oynamaya başladım. Benim avatarı gayet hanım hanım giyimli, gözlüklü bir tip yaptım. Yeğenim atıldı hemen: "Ah ya! çok çirkin bir kız oldu bu. Kimse bakmayacak sana!
Neyse efendim, oyun içinde bir kaç çer çöp toplayıp başlangıç görevlerini bitirince, hemen parka gidip bir"arkadaş" edinme görevi geldi. Parka gittik. Daha gireli iki dakika olmadı ki, biri yanıma geldi. "slm"yazdı. "slm" dedim. "Arkadaş olalım" dedi, "olur" dedim. İstek gönderdi kabul ettim. "Hadi bana gel"dedi. O gitti, ben yeğenimin yardımıyla onu takip etmeyi öğrendim. Evi olarak dekore ettiği bir odaya girdik. (Yeğenimi kibarca yanımdan uzaklaştırdım, zira gidişatı pek beğenmedim.) "Kaç yaşındasın"dedi. "9..." dedim. "Tamam, ben de 11, hadi oynayalım." dedi. "Ne oynayacağız ben daha yeniyim. bilmiyorum  oynamayı" dedim. "Tamam ben sana öğreteceğim." dedi. Ekranın üst köşesinde "*** seni öpmek istiyor" diye bir pencere açıldı. Kabul ettim.
Bundan sonraki diyalogları aynen yazıyorum:
*** - hadi üstümüzü çıkaralım.
Ben - neden
*** -böyle oynayalım
Ben - ama ben bilmiyorum.
***-tamam. okuyor musun
Ben-evet
***-nerde
Ben -(salladım bi okul adı)
***-tamam ben de okuyorum. daha önce hiç külodunu çıkarmadın mı
Ben-anlamadım
***-külodun ne olduğunu biliyorsun di mi
Ben-evet
***-tamam. şimdi onun içinde bişey var ya. o nasıl görünüyor
Ben-anlamadım.bilmiyorum
***- tamam. evde yalnız mısın
Ben-hayır annem var
***-tamam yanında mı
Ben-hayır
***-tamam.gelirse haberver
Ben-tmm
***- bundan sonra burda sadece beni bul tamammı başkasını kabul etme
Ben-tamam
***-ben sana gold vericem.gelinlik alıcam. puan da kazanırsın. seviye atlarsın
Ben- tamam
***-facebook hesabın var mı
Ben-annemin var
***-tamam telefonun var mı
Ben-yok annem doğum günümde alcak
***-tamam ne zaman doğum günün
Ben- temmuzdaa
*** tamam eğer annen almazsa ben sana alırım
Ben-telfon mu
***-evet ama burda sadece benimle konuş bir de bana sana gönderebileceğim bi adres lazım
Ben- tamam
***-tamam sex oynayalım mı
Ben- nasıl oynucaz
***- sen şimdi külodunu çıkar onun içindeki .........
Gerisini yazmayacağım, çünkü baya baya bildiğin detaylı oldukça açık ve anlaşılır bir biçimde yazdı adam! 9 yaşında olduğumu söylediğim halde. 9 yaşında bir çocuk için bile basit kaçacak bir dille yazdığım halde. Baya baya detaylı ve açık anlattı adam!
Elim ayağım hala titriyor. Kendimi 9 yaşında bir çocuk gibi taciz edilmiş, mahremine girilmiş hissediyorum.
N'apıyorsunuz abi çocuklarınıza!
Çocuklarınıza ne ya-pı-yor-su-nuz!
Nasıl farkında olmazsınız, nasıl ilgilenmezsiniz neyi - nasıl kullandıklarıyla?
Nasıl kontrol etmezsiniz?
Girdiği bir oyunu nasıl incelemez, nasıl "neyse hazır o oynuyorken ben de telefonumdan internette gezineyim" dersiniz?
Nasıl farkında olmazsınız tehlikenin!
Allah kahretsin, nasıl?!!
Olmaz, olmayacak belli. Ama bir umut, bir anne ya da baba "dur lan şu çocuk Avataria diye bir oyun oynuyor. Bir bakalım nasıl bir oyunmuş bu" diye merak eder de, internette arama yapmayı akıl ederse, bu yazı önüne düşsün, o koca kafasına balyoz gibi insin diye paylaşıyorum burada!
Çocukların gerçekte öğretmenleri, akrabaları, hatta öz babaları tarafından 5'er 10'ar taciz edildiği ülkemde, "sanaldan bir şey olmaz" diyen olursa bu yazının altında, peşin peşin belasını versin!"

İNTERNETTEN "TÜYO" VERENLER
Oyunda çocuklarla yapılan konuşmaların birçok kaydının da youtube sitesine yüklendiği görüldü. Videoyu yükleyenler "yatağa kız atma" tekniklerini anlatıyor.



Kaynak: OdaTv

1 yorum:

  1. (ÇOCUK İSTİSMARI YAPANLARI LANETLİYORUM! BOYUNLARI AYAKLARININ ALTINDA KALSIN! CEHENNEMDE EBEDİ YANSINLAR...)

    YanıtlaSil

Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Saygılar, Sevgiler...
Hüseyin Dikmen