13.04.2012

Çocuğum Ders Çalışmıyor Diyenler İçin Öneriler


Çocuğum Ders Çalışmıyor Diyenler İçin Öneriler
Biz anne babalar çocuğumuzun sınıfında dersini en iyi yapan, çalışma noktasında öğretmenlerinin beğenisini toplamış, arkadaşlarına da örnek olan bir öğrenci olmasını isteriz. Anne babaların çalışkan öğrencileri hayranlıkla izlediğini, o çocukların durumlarından etkilenerek kendi çocuklarına da örnek olmasını istediğini, derslerine çalışan öğrencilerin “bunu nasıl yaptıklarını ve acaba kendi çocukları için de yapılıp yapılamayacağını” düşündüklerini gözlemleriz.

Anne babalar bir taraftan bunları düşünürken ve bazı öğrencilerin nasıl başarabildiğini merak ederken, kendilerini de etkili ve verimli ders çalışma konusunda çocukları için yeterli hale getirme noktasında ihtiyaç hissetmektedirler.

KAVGACI ÇOCUKLARA KARŞI TUTUM NASIL OLMALIDIR?



KAVGACI ÇOCUKLARA KARŞI TUTUM NASIL OLMALIDIR?

Okul öncesi dönemde, çocuklarda saldırganlık çok sık görülen bir olaydır. Bir çocuğun başkasına vurma, söz veya elle işine karışması, birinin elinden zorla bir şeyi almaya kalkması saldırganlık olarak tanımlanabilir. Kısacası saldırganlık bir başka insana zarar veren veya zarar verme amacı güden davranış demektir. Aslında okul öncesi çocuğunda yardım, dostluk ilişkileri görüldüğü gibi, yerine göre ağız dalaşması, itip kakışma ve kavga da olabilir. Bunu hemen saldırganlık olarak değerlendirmek doğru değildir. Çocukların bazıları söz veya davranışla saldırganlıklarını açıkça gösterirler. Diğerleri hiçbir zaman kavga etmez ama düşmanca oyunlarla saldırganlık yaparlar. Mesela arkadaşının ya da kardeşinin çok sevdiği oyuncağını kırar, söylemez. Saldırgan çocuk parlamaya hazırdır. Öfkesini yenemez, aşırı geçimsizdir. Sürekli kavga çıkarır, saldırıp etrafa zarar verir. Çok sık kuralları çiğner, aldığı cezalardan pek etkilenmiş görünmez. Kısaca saldırgan çocuk yaşıtları ve çevresiyle sağlıklı ilişkiler kuramayan çocuktur. (Saygılı, 2006)

Kardeşi kıskanmak doğaldır ve çok acı verir


Kardeşi kıskanmak doğaldır ve çok acı verir

Her doğumda anne, baba ve çocuk arasında özel bir bağ kurulur. Aile bireylerinin ilişkisi yeni bir boyut kazanır. Yeni bebek hastaneden gelir gelmez kardeşler arası rekabet ortaya çıkar ve bu rekabet bazen uzun yıllar süregelir. Yeni kardeşten kurtulmak istemesi çocuğun kötü kalpli olduğunu göstermez. Kıskançlık doğaldır ve çok acı verir. Ancak dinamiktir ve çocuğun deneyim kazanarak geleceğe doğru güvenle ilerlemesini sağlar. Kardeşler arası rekabet gerçek yaşamın bir yansımasıdır. Kıskançlığın yıkıcı hale dönüşüp, çocuğun hayatını engellememesi için yeni bebeğin aileye katılımıyla ilgili doğum öncesi ve sonrası döneme ilişkin bazı öneriler şunlardır:

Kardeş Kıskançlığı ve karşılaşılan sorunlar


Kardeş Kıskançlığı ve karşılaşılan sorunlar
KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Kıskançlık kelime anlamı olarak incelendiğinde sevilen bireyin bir başkasıyla paylaşılmasına katlanamamak olarak tanımlanır. Her bireyin az ya da çok mutlaka yaşadığı bu duygunun özellikle kardeşler arasında yoğun olarak hissedildiği görülmektedir. Çocukluk döneminde güçlü bir biçimde yaşanan bu duygunun ergenlik döneminde de kendisini gösterdiği hatta anne babanın uygun davranışları göstermemeleri sonucunda yetişkinlik dönemine sıçradığı da düşünülmektedir.

Anne ve babasının sadece kendisini sevmesini isteyen çocuk onların sevgisini bir başkasıyla paylaşmayı istemez. Bu duygu onun kardeşine karşı kıskançlık hissetmesine neden olur.

Kardeş kıskançlığı ile baş etmek


Kardeş kıskançlığı ile baş etmek
ÖNERİLER:

*Kardeşi doğmadan önce ona anlayabileceği bir dilde aileye yeni bir üyenin geleceği, evdeki ortamın her zamankinden daha heyecanlı ve karışık olabileceği, örneğin eve sık sık misafirlerin gelip gideceği, annenin hem yorgun olacağı hem de bebekle daha çok vakit geçirmek zorunda kalacağı, çünkü küçük bir bebeğin gereksinimleri olduğu ama aynı şeylerin o doğduğunda da yaşandığı ve her şeyin zamanla tekrar düzene gireceği anlatılabilir. Böylece çocuk psikolojik olarak daha hazırlıklı olacaktır. Bunları anlatmak için son ana kadar beklenmemelidir.
Öncelikle rahatlayın, çocuklar etraflarındaki yetişkinlerin davranışlarından etkilenirler.

Kardeş Kıskançlığı ile baş edebilirsiniz...


Kardeş Kıskançlığı ile baş edebilirsiniz...
Büyük çocuğunuz ufak kardeşini çok mu kıskanıyor, hatta evde sürekli bir kavga ve tartışma ortamı mı var? Endişelenmeyin, tavsiyelerimizle çocuklarınız arasındaki kıskançlığı en aza indirebilir ve aralarında sevgi dolu bir bağ oluşturabilirsiniz.

Sevgi, öfke gibi doğal bir duygu olan kıskançlık, çocukluk döneminde özellikle kardeşler arasında yoğun olarak yaşanır. Anne-babaların hatalı tutum ve davranışları yüzünden, kardeşler arasındaki kıskançlık, birtakım başka problemler ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla kardeş kıskançlığının, olumsuz sonuçlara neden olmaması için anne-babalara büyük görevler düşüyor, işte Uzman Psikolojik Danışman Arzu Yeşilleten'in anne-babalara konuyla ilgili önerileri...

Okul Öncesi Eğitim Nasıl Olmalıdır?


Okul Öncesi Eğitim Nasıl Olmalıdır?
Öncelikle anaokulu çocuğu bilgiyle yükleme yeri değil, çocuğun ilköğretime başlandığında bilgiyi öğrenmesi için gerekli becerilerin kazandırıldığı ve çocukların gelişimlerinin desteklendiği yerdir. Okulöncesi eğitimi dendiğinde, “eğitim” akademik bilgi gibi anlaşılıyor. Okulöncesinde “eğitim”, çocukların duygusal, sosyal, fiziksel, zihinsel gelişimlerini desteklemek için fırsatlar yaratmak anlamına gelir.

Ayrıca çocuklara bir şeyler öğretmek endişesiyle çocukların tüm gün anaokulunda kalması da yanlıştır. Bir yetişkin gibi sabah erkenden akşam 18.00’ e kadar çocuğun okulda kalması çocukta duygusal sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir. İdeal olan sabah çocuk uykusunu aldıktan ve kahvaltısını yaptıktan sonra 9.30-10.00 arası anaokuluna gelmesi, yaş gurubu ne olursa olsun öğle yemeğinden sonra en az yarım saat dinlenmesi ve saat en geç 15: 00 gibi anaokulundan ayrılıp evine gitmesi ve evde olmanın tadını çıkarmasıdır.İyi bir anaokulu seçmek için okulun fiziki görünüşüne ve gösterişli broşürüne de aldanmayın. Anaokulunun eğitim kalitesine bakın ve eğitim kalitesini belirleyen kriterlere göre okulöncesi eğitim kurumunu seçin.Peki, 0-6 yaşta çocuğunuzun gelişimi desteklemek için göndereceğiniz Kreş ve Anaokulunda hangi kriterler eğitim kalitesini belirler? Bu kıstaslar şunlardır;

6.04.2012

Şirketlerin Web sitesi kurması zorunlu hale geldi


13.01.2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanun 1.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek.

Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde internet sitesini  oluşturmayan veya “bilgi toplumu” hizmetlerine özgülemeyen şirket yöneticileri,  6 aya kadar hapis ve 300 güne kadar adli para cezasına çarptırılacak. Küçük  ölçekli işletmelere ise internet sitesi kurmaları için 1 yıl süre verilecek

TÜRK TİCARET KANUNU TAM METNİ İÇİN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ WEB SİTESİNİ ZİYARET EDİNİZ.:  http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k6102.html

ÜÇÜNCÜ KISIM
Ticaret Unvanı ve İşletme Adı